benim et pişirenleri izlemek gibi bir fetişim var. ne kadar yargılansam da, ne kadar ötekileştirilsem de vazgeçemediğim bir tutku bu. özellikle teppanyaki vidyoları izlemekten apayrı bir haz alıyorum. artık döküm tavada veya mangalda fark etmeksizin etin pişimine dair her hali gördüm, izledim, kısmen de tattım.
yine de olly beyin yukarıdaki bence olması gerekenden oldukça fazla uzun, içinde olly'den oldukça çok şey barındıran entriyi başından sonuna dikkatlice okudum. sanıyordum ki benim fetişim sadece izlemek. değilmiş. napıyım. entri bittiğinde tekrar okuma isteği bile doğdu. ne kadın, ne erkek, ne ayak, ne baldır, ne çorap... benim fetişim bu, ete dair anlatılanı dinlemek.