geçtiğimiz sene avrupanın ikinci en önemli kupasını bu ligden bir takım aldı. bu takım, ligin en iyi 5 takımından birisi bile değildi sezon başı.
şampiyonlar liginde bayern münih, red bull leipzig ve dortmund çeyrek finale kalmasına kesin gözüyle bakılan takımlar arasında yer alıyor. bunlara ek olarak mönchengladbach, leverkusen gibi takımlar da şampiyonlar liginde portekiz liginin, psg harici fransa liginin, hollanda liginin önemli takımlarıyla başa baş bir şekilde mücadele ediyor.
premier ligin son 9 senesinde tam 5 kez city şampiyonluğu görüyoruz. geri kalan 4 şampiyonluğun ikisi çelsinin, biri liverpool'un, birisi ise leicester'in. öncesinde ise hepimizin bildiği üzere ağır bir man. utd baskınlığı var. örneğin city'nin ikinci şampiyonluğu olan 13-14'e kadar son 7 senede 5 man. utd şampiyonluğu görüyoruz.
seria a'da son 11 senenin 9 şampiyonu juventus. kalan iki şampiyonluk ise sadece son iki senede milan ve inter'e gitmiş.
fransa ligine girmemize bence gerek yok.
bundesliga'da ise son 10 senedir bayern şampiyon. öncesinde ise bayern'in üst üste en çok şampiyonluğu 98-99 ile 00-01 arası 3 şampiyonluk. geçmişe gittikçe de üst üste daha fazla şampiyonluğunu göremiyoruz bayern'in.
ligin şampiyonluk açısından çekişmeli geçmediği en azından son 6-7 sene için doğru. tıpkı bir dönem italya, tıpkı fransa, tıpkı nispeten premier lig gibi. ancak ligin geri kalan takımları kendi aralarında oldukça çekişmeli bir lig geçiriyorlar ve oynanan oyunlar da dünya futboluna yön veren oyunlar oluyor. bayern haric çoğu takım aldığı çoğu oyuncunun satışından büyük kar elde ediyor. bundesliga'nın top 3 altı takımları, diğer liglerin önemli takımlarına karşı sıklıkla üstün gelebiliyor ya da başa baş bir mücadele sergileyebiliyor. zaten bayern'in bu dominasyonu olmasaydı premier ligin ardından seria a mı, la liga mı, bundesliga mı tartışmaları dönmezdi bile. net şekilde bundesliga premier ligin hemen ardında konumlanıyor olurdu.
recently voted (64)
-
bundesliga'nın kapatılması gerekliliği
-
frante
nispeten bu diyebiliriz. ya arkadaşlarımla eğlenebilmekten ya da çatışmadan besleniyorum dahi diyebilirim. sözlüğün canlı kalması, fikirlerin tartışılması, bilgilerin havada uçması hiç sikimde değil açıkçası. ne öyle bir beklentim var ne de öyle bir görevim olduğunu düşünüyorum. ama kimsenin varlığıyla alakalı da bir sıkıntım yok. bence seni atmadıkları gibi kimseyi de atmasınlar. varlığın benim için gayet keyifli. günümün sıkıcı saatlerinin o kadar da sıkıcı geçmemesini sağlıyor varlığının yarattığı mevzu.
ve sen denyo değilsin frante. onu geri alıyorum, özür dilerim. orada olly'e söylenmiş bir şey yok zaten, onun gayet şaka olarak aldığını düşünüyorum. ancak sen denyo değilsin, gerçekten üzgünüm. sen biraz salaksın ama denyo değilsin, sorun bu değil. sen hastasın frante. tek tek örneklemeyeceğim, elbet sen de biliyorsun sıkıntının ne olduğunu. umarım hayat senin için çok daha güzel yollar döşer önüne ve umarım o yolları bozmazsın. mutlu olabilirsin umarım, çok içten diliyorum bunu. çünkü sen bir ümit özdağ değilsin, o mesela aptal bir adam ama senin sorunun bu değil. o yüzden iyiyi diliyorum hakkında. -
azazil
evli değilim. sakallıyım ama uzun değil. ümit özata da hiç benzemiyorum amk.
-
suriyelilerin türk bayrağı yakması
len frante, adam sana ucuz ırkçı demedi. demedi demediiii. bak apaçık bir şekilde ümit özdağ için söyledi bunu. belki 33 kere de tekrarladı sana değil, ümit özdağ için söylediğini. lan ahahaha olum ne laftan anlamaz adammışsın, kahkaha atıyorum artık. dün de nehcul birkaç kez "sadece türkiyenin de bir orta doğu ülkesi olduğunu söylüyorum" demek zorunda kaldı. la tekte anlasana milleti :d
-
serdar ortaç dinlerken marquis de sade okumak
içinde bulunduğum durumdur. çok da zevkli bir olaymış. serdar aradaki mesafeden şikayetçi ama de sade milletin ağzına işiyor. serdar yüreğinden yaralanıyor ama de sade dübürlerde derin yaralar açıyor.
-
aşure
ya geçen gün bir arkadaşım ortaya "ben bu aşure günlerini takip edemiyorum. 11 ayda 1 gün mu yabılıyor yoksa birkaç günü var mı bunun?" diye bir soru sordu. açıkçası benim de hiçbir fikrim yoktu ancak bir diğer arkadaşım sanki yıllardır bu konu hakkında engin bilgilere sahipmiş de bu sorunun sorulmasını bekliyormuş gibi çıktı ve "1 hafta sürer ama ne zaman olduğu belirsizdir. mevsimi gelince teyzelere de bi his geliyor. aşure hissi." dedi. devamında biz neden hissedemiyoruz diye sorduğumuzda da "sen hissetmezsin onu bu işin büyükleri doğru zaman geldiğinde dağıtır. sen sadece ayak uydurursun" dedi. çok bilgili gibiydi, hiç ciddiyetini bozmadı bunları söylerken. hepimizin de aklına yattı, o kadar kendinden emindi.
-
beşiktaş
galiba ilk olarak 3-4-1-2 olarak hazırlık yapmışlar. transferler de bunu gösteriyor. sanki hala buraya da dönebilirler ama türk oyuncu oynatma sıkıntısı var. stoperde emrecan nasıldır hiç bilemiyorum. necip yine bence stoperde soru işareti. buralarda çok büyük sorunlar yaşamazlarsa hiç fena değiller. ama bence yine fenerbahçe ve galatasaray'ın bir tık gerisindeler. oyun anlayışları çok saldırgan ama topla ne yapacaklar ilk maçta göremedim. planları varsa hiç fena değiller ama.
-
2022-2023 sezonu var odası hataları
şimdi renkli kardeşler dicen ama kural düf'ün dediği gibi. fenere olsa penaltı demem bak vallahi. bir de zaten el yere değiyorsa ve top o ele çarpıyorsa verilmiyordu ama o kural devam ediyor mu bilemedim.
ediyormuş. -
frante
-
feminizm
hak arayışı eğer radikal olmazsa, hakkınızı gasp edenin vicdanına sığınmış köleden farksızsınızdır. radikal olup gücü elinde bulunduranı zorlayacaksınız ki, hakkınız olanı aldığınızda bu sizin mücadeleniz ile olmuş olsun. ancak erk sahibi bunu hiç sevmez, bu tarz arayışları hep karikatürize ederek zayıflatmaya çabalar. sol ideolojilere yapılan da budur, kadınlara yapılan da budur, eşcinsellere yapılan da budur. sürekli olarak farklılıkları ve radikal fikir ve davranışları karikatürize edilerek "bunun nesine saygı duyayım?" algısı pompalanır.
düzene karşı olan eylemin düzenin kuralları içinde olması bekleniyor. daha saçma çok az şey vardır. hak arayışı radikal olmak zorundadır, doğası budur. her mücadele, kendi içinde çelişiklik taşır ve bu da ezilenin en doğal, en anlaşılabilir halidir. bu birkaç fikrin, birkaç savunucuna özel bir şey değil, herkes için geçerli bir durum. hayatın hangi alanında olduğu fark etmez, oklar size döndüğü anda, oklar başkasına çevrili olan halinize göre çelişkiler barındırırsınız. bu sizin makul isteğinizdeki niyetinizden pek de bir şey kaybettirmez. -
varoş olduğunuzu gösteren şeyler
ciddi ciddi toplumun bi bölümünü varoş diye ayırıp üstüne bir de onlara alakasız alakasız şeyler atfetmişsiniz. birader ben bu özgüvenin cidden hastasıyım ya. şu özgüvenin aynısından bende olmasını o kadar çok isterdim ki. hayatımdaki problemlerin yarısı falan çözülürdü. ben yanılgı içinde olurdum ama dert değil, mevzu problemlerin çözülmesi.
varoş kime denir, varoşluğun sınırları nelerdir, kim varoş değildir? mesela yazdıklarınızı not alıp bir daha yapmayayım mı? şöyle tam bir liste çıkarın be, yetkili birilerine benziyorsunuz. şimdi yani insan güvenemiyor da biliyor musunuz. kapsam geniş gibi. çayı şekerli içersek mi varoşuz, çın çın karıştırınca mı? çünkü ikisi ayrı varoşluklar gibi lanse edilmiş ama zaten çın çın ses çıkarmadan nasıl karıştırılıyor? aileden görmedik ki amk.
pop müzikle alakalı da doğru soruları sormuş kuşçubaşı eşref. ben not defterimi açtım bekliyorum ayrıntıları. mesela basketbol şortuyla koşu yaparsam insanlar bana "ıyyyy varoş seni" derler mi?
bakın iki gündür adeta hayatımı baştan kurduruyorsunuz bana. cahilliği atlattık, sırada varoşluk var. zira şu ana kadar notlarımda neler var diye baktığımda ben de olly gibi on numara barzo çıktım. yardımlarınızı bekliyorum. -
şeker
sağlık, bir kere bozulunca bir daha düzeltmesi zor bir mefhummuş. :o
şaşırdım, biraz da hüzünlendim. çünkü ben kolayca yeni sağlık satın alabildiğimizi düşünüyordum, kafam rahattı. şimdi ne yapacağım? sanırım sağlıklı yaşamaya geç de olsa başlamam lazım. çünkü sağlık gitti mi düzeltmesi çok zormuş. bunun ilkokul, ortaokul seviyesinde öğretilmesi gerekiyor ama eğitimimiz kalitesiz işte, çoğu genç kardeşimiz de tıpkı ben gibi bu bilgiden yoksun yetişiyor. sonra ne oluyor? sağlıksız bir nesil. halbuki "sağlık" dersi adı altında bize "sağlık bir kere bozuldu mu düzeltilmesi zor bir şeydir" diye belletseler sağlıklı nesiller yetişir. zira sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. bilemedik. ben mesela bazen ice tea içiyorum. meğer yapaymış. ne olacak şimdi? hiç de söylemediler bunu bize. ben ilaç niyetine içerdim, abcdef vitaminlerini cappy portakal suyundan ve ice tea'den alıyorum sanıyordum. cahillik.
teşekkür ederim sözlük. artık sağlık konusunda bilinçli bir vatandaşım. umarım geç olmamıştır. çünkü sağlık bir kere bozulunca bir daha düzeltmesi zordur. -
dries mertens
yarrrag gibi transfer. torununu alsalardı belki oynardı. oldu olacak papi cisse'yi alın bari.
-
senin hislerine enlemesine gireyim diye nick almak
enteresan bir tavır.
-
uzak mesafe ilişkisi
uçaaan kuşlaaar, martıllaaarr
yeşiiill, tatlıııı bir bahaaaarr
güleeen şen sevdaaalılaaar vardııığğ.