entries (191)

navigate to the topic list
  • günaydın

    bana daha aymadı. doktor tavsiyesiyle kahveyi azalttığım için zombi gibi dolanıyorum. yine de günaydın diyelim.

  • yaşlandığını hissetmek

    bu şarkının yer aldığı albüm çıktığında koşa koşa gidip almıştım. hatta kadıköy rıhtım'da seyhan müzik vardı bilen bilir, oradan almıştım. ben bu albümü satın aldığımda doğan çocuklar şu an reşit ve muhtemelen üniversiteye gidiyor. başka sözüm yok.

  • chatgpt

    yapay zeka dünyayı ele geçirecek falan diyorlar ya, bu arkadaş ele geçirebilir. kendisinden razıyım.

    geçen gün bir içerik için tablo yapmam gerekti. bilgileri verdim, otuz saniye gibi kısa bir sürede tablo yaptı ve beni excel'de yarım saat oyalanmaktan kurtardı. meta açıklamalarını falan artık buna yazdırıyorum. 1000 kelimelik içerik atıyorum, bunu listele diyorum takır takır listeliyor.

    yalnız neden bilmiyorum, kötü sözlük'ten pek hoşlanmamış.

  • müşteri

    denyo olanı hiç çekilmeyen bir tür.

    adam hastaneler için kayar kapı satıyor. gitmiş, kapıyı takan ustaların fotoğraflarını çekmiş "bunları sosyal medyada kullanıp sempatik bir izlenim yaratabiliriz" diyor. kvkk diye bir şey var diyorum, bu adamlardan izin alınması lazım yoksa bir dava açsalar götünüze girer diyorum -tabi üslubunca-, zaten biz doğrudan son tüketiciye hitap eden bir iş yapmıyoruz, gazoz firması mıyız amk diyorum, anlamıyor. tabi amk'yı içimden diyorum. 45 dk kafa ütülüyor.

    en iyisi sığır çobanı olmak. hayvan ot yiyor, geviş getiriyor ve sıçıyor. bu. acayip acayip istekleri yok.

  • 7 aralık borussia dortmund beşiktaş maçı

    bir yıla yakındır süren maç.

  • sözlükte tek başına takılmak

    dolce vita bir olaydır.

  • rol yapmak

    bir şeyi oynamak, onu olmayı gerektirir.

    amerikanya'nın mojave çölü'nde yaşayan yerlilerin çizdiği mağara resimleri var. bu resimler, çeşitli ayinler sonucunda çiziliyor. ressamlar ise resimlerin kendileri tarafından değil "kaya cüceleri" veya "çöl ruhları" tarafından çizildiğini iddia ediyorlar. adam öyle bir transa girmiş ki, kendi kimliğinden geçmiş, varlığına inandığı ruhları bedeninde hissetmiş ve kendini tamamen devreden çıkarmış. "o" olmayı başarmış.

    bu abiler muhtemelen mantar falan kullanıyor o ayrı mevzu. ama bu örnek, rol yapmanın tam olarak ne olduğunu anlatıyor bence.

    sanford meisner'e göre, oyuncunun ilk vazifesi "ben"den uzaklaşmak ve partnerin aksiyonuna göre reaksiyon göstermektir. çünkü oyuncu kendisiyle fazla meşgul olduğunda kendini içinde bulunduğu role ve karakterin yaşadığı ana kaptıramaz. bu yüzden, meisner metodunda ilk olarak partneri kusursuz dinlemek ve anlamak öğretilir.

    şimdi bu ekol şunu iddia ediyor; bedenimiz zaten ne yapması gerektiğini biliyor. mesela birisi size vurduğunda ne yapacağınızı oturup uzun uzun düşünmezsiniz. ya kaçarsınız, ya geri vurursunuz ve bu refleksi bir saniyeden daha kısa bir sürede gösterirsiniz. çünkü bedenimiz, tehlike anında ne bok yemesi gerektiğini içgüdüsel olarak bilir. rol yapmak da karakterin bulunduğu ruh halini ve içinde bulunduğu anı benimseyip kendini bu gerçekliğin getirdiği reaksiyona bırakmakla ilgilidir.

    bu olmadığında ne mi oluyor? müsamereden hallice tiyatro oyunları ve ölü balık gibi bakan oyuncuların 10 saat bakıştığı dandik ötesi diziler.

  • yüzüne tiyatro

    tiyatronun hayli gerçekçi bir formudur.

    bu tür oyunlarda izleyici, izleyiciden ziyade şahit konumundadır. salonun her yeri sahne olarak kullanılabilir. mesela, sahnedeki bir kavga aniden seyircilerin bulunduğu yere taşabilir. cinayet, uyuşturucu kullanımı, şiddet ve cinsellik gibi unsurlar bu oyunlarda fazlasıyla kullanılır. yani alışılageldik steril tiyatro formundan epey uzaktır.

    alper kul'un yazdığı aut oyunu buna örnek gösterilebilir.

  • vita sözlük

    kayıt oldum. fena değil gibi. bakalım.

  • sözlük yazarlarının şu an dinledikleri parçalar

  • adana kebap

    telefon rehberi/ kardelen pide salonu/ ara

    affetmem. ben çok etkileniyorum böyle şeylerden. 45 dakikaya gelirmiş.

  • evidence elvis presley is alive

    bir facebook sayfası

    acayip imreniyorum bu elemanlara. 37 bin insan toplanmış, elvis'in hala yaşadığını ispat etmek için bir şeyler yapıyor. oradan buradan ihbarlar falan geliyor. papazın birine kafayı takmışlar adamı elvis olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. müthiş bir aktivite.

    millet boş vakitten kafayı yemiş artık. biz de bütün gün brief kovalayalım.

  • yok ki

    reklam lazım reklam.

    normal sözlük yazana kitap hediye ediyor mesela. millete beleş bir şey vereceksin ya da veriyormuş gibi yapacaksın. o zaman biraz yeni üye almak mümkün olabilir.

    bana hava hoş. ben böyle loş mekanları seviyorum. yazlık yerlere hep kışın giderim.

  • laiklik

    --spoiler--
    toplumlar dinden bütünüyle vazgeçtiklerinde değil bilhassa onun tarafından artık uyarılmadıklarında sekülerleşir.

    `terry eagleton - tanrı'nın ölümü ve kültür`
    --spoiler--

  • arkeoloji

    azra erhat'ın "mavi yolculuk" diye nefis bir kitabı vardır.

    erhat kitapta arkadaşlarıyla birlikte ege kıyılarına yaptığı geziyi anlatır. tabi kendisi antik çağ uzmanı olduğu için gezdiği yerlerle ilgili tarihi ve mitolojik olaylara da değinir. mükemmel bir panorama sunar.

    şimdi, o yerlere tekrar gitsek aynı manzarayı görmek mümkün değil. koylar yangın sonrası biten otellerle işgal edilmiş durumda. maddi durumunuz iyiyse, at hırsızı kılıklı dızolar tarafından işletilen bir plaja gidebilir, sikik bir plastik şezlonga 2000 tl verdikten sonra büyükbaş hayvan hissesiyle aynı fiyatta olan hamburgeri yiyebilirsiniz. ülkenin hemen hemen bütün güzel kıyılarında durum bu.

    arkeoloji bu işin neresinde? avrupalıya ucuza tatil sunmak dışında bir şey vadetmeyen bir turizm düzenimiz var. işte avanak turist gelsin de alanya'da açık büfede tıkındıktan sonra "vooov avsım" desin diye birkaç tane müze açmışız ve antik kent restorasyonu yapmışız. sadece bu.

    akdeniz ve ege bölgelerindeki antik kentlerin durumu iyi. çünkü buralar turist çekiyor. ama bu romalılar sadece gidip side'ye yerleşmedi. mesela yalova/termal'de roma döneminden kalan birçok kalıntı var. ancak bunlar adam akıllı bir müzeye konulmamış. şehir merkezinde allah'ın unuttuğu bir açık hava müzesi var, oraya koymuşlar birkaç tanesini, en son gittiğimde örümcek ağları içinde duruyorlardı. nasıl bir sıralama varsa herif roma döneminden kalan eserin yanına osmanlı mezar taşı koymuş. bir de kafeterya bahçesinde roma sütunu var. rezil durumda. arka planda mustafa ceceli çalarken oturup roma sütununa bakıyorsunuz.

    dağınık yazdım. velhasıl, arkeolojiye gereken değerin verilmemesi birçok sebepten kaynaklanıyor. bunlardan biri de türkiye'de yalnızca tatil odaklı bir turizm anlayışının benimsenmiş olması. tarihi eserler, sadece otelde göt büyüten turistin yürüyerek ulaşabileceği mesafedeyse değer görüyor. eh, böyle bir ülkede arkeolojinin gelişmesi, istihdam üretilen bir alan haline gelmesi zor.

/ 13 »