entries (59)
-
abi aile mahkemesi nerede
-
geceye devlet için ekstra bir gelir bırak
devletimizin daha mesut yarınlara ulaşmamızda başat rol oynadığının farkındayız. birkaç şer odağı tarafından suni bir kötü tablo çizilmek istenilse de halkımız gerçeklerin farkında. ancak bu tablonun bir an içün gerçek olmaması adına, devletimizin daha bir kudretli olabilmesi için birkaç adım atmamız da gerekiyor. işte ulu reis'in tensip ve himayeleri ile derç olunan silkiniş harekatı kapsamında ihdas edilen milli ekonomi divanı olarak biz de elimizi taşın altına koymaya karar verdik.
kurulda naçizane bu yazar kardeşiniz de üye olarak yer alıyor. başımızda saygıdeğer hazine ve maliye bakanımız nureddin nebati beğ var. diğer üyelerimiz: külliye ekonomi başdanışmanı sayın jölelizade yiğit bulut beğ, doların asabını bozan profesör doktor necmeddin batırel hocam ve türkmenbeği dr. mehmet bahçeli yer alıyor.
içinde bulunduğumuz şartlar dahilinde şapkamızı önümüze alıp daha fazla ne kadar sii.. öhöm daha fazla neler yapabiliriz bu yurt için diye düşündük. aşağıdaki kararları oybirliği ile aldık.
1- yerli ve milli kart uygulamaları.
-herkesin tüm kartları yenilecek. türkoların kimlikleri yenilenecek. afgan ve suri yurttaşlarımıza da "fahri vatandaş kartı" takdim edilecek, vesika başı takdir olunacak ücret de bir türkoya yüklenecek.
-ehliyet ve mesleklere ilişkin kartlar, banka ve kredi kartları... sebep? bi ferahlayalım yaa..birkaç aya bahar da geliyor hem... atıyorum bende ehliyet var, 2017'de değiştirdim...olsun...daha da yerli ve daha da milli bir sürücü belgesi için son bir kez güncelleme...
-banka/k.kartlarında da devletimize "yeni yenileme bedeli" adı altında bir ücret alacağız. hayat hızla akıp gidiyor, dünya değişiyor. yok öyle türko.
2-dolaylı zarar vergisi.
sigara içenlerden malum vergiler alınıyor. ancak bunlar bir hizmet aldıkları, bir şey tükettikleri için alınmakta. bir de bunun çıktısı var... sizin pis dumanınızı soluyan milyonlarca kişi pasif içici oluyor..bunlardan olumsuz etkilenenler, hasta olanlar da var... bu kişiler hastaneydi, eczaneydi derken ekstra bir masraf kalemi ortaya çıkarıyor. buna ilişkin, aktif sigara kullanıcılarının dolaylı olarak vermiş oldukları zarar için vergi miktarı belirlenmeli ve sigara paketlerine yansıtılmalı diye düşünüyoruz.
3-beka mücadelesi keseneği
yerli ve milli girişimlere destek olma mahiyetinde, her reşit t.c. vatandaşının aylık kazançlarından nispi veya maktu olarak kesilecek bedel. böylelikle beka mücadelesi söylemi somutlaşacak, halkımız tüm çıplaklığıyla gerçeklere vakıf olacaktır.
4-huzursuzluk vergisi
çeşitli haberlerde görürüz: mutsuzluk indeksinde hep üst sıralarda çıkarız ülkece. bu mutsuzluğun ve huzursuzluğun sonucu olarak hepimiz daha gerginiz ve bu gerginlik de minimal iktisadi değerlendirmede fuzuli harcama yapmamıza sebep oluyor; yine psikolojik olarak yıpranmamıza, suç oranın artmasına, devletimizi daha fazla uğraştırmamıza yol açıyor. bunun devlete bir dönüşü olması gerektiği kanaatindeyiz.
5-sosyal medya uygulamaları harçları.
artık bunun nedenine, nasılına girmeye bile lüzum yok esasında. ancak biraz açalım. malum en bilinen sosyal ağlar facebook, twitter, ınstagram... gerçek kullanıcılar, mavi tikliler, troll hesaplar, stalk profilleri...vs... inanılmaz bir ağ trafiği var. herkesi işinden, uğraşından etmenin bir bedeli olmalı. memuru, işçisi, öğrencisi, yöneticisi... bila bedel devam ederse bu bir milli tehdit olacaktır. troll kardeşlerimiz için bu uygulama 2023'te yürürlüğe girecektir.
6- iltizam-ı deniz vergisi.
üç tarafı denizlerle ve dört tarafı dertlerle çevrili ülkemizde, bilhassa ege ve akdeniz kıyı şeridini, yaz aylarında işgal eden t.c. vatandaşlarından, gün içerisinde saate odaklı olarak belirlenecek tarife ile alınacak vergidir.
bu vergiyi hazine adına plaj işletmecileri tahsil edecek, ancak işbu işletmeciler de içişleri nazırlığına bağlı kurulacak sıkı sahil güvenlik birliğine milis kuvveti temin edecektir. savaşta ve barışta içişleri nazırının emriyle bu kuvvet derhal toplanacaktır. böylelikle hem yerli ve milli işletmecilerimiz gözleme -susurluk ayranı itelemesini rahatlıkla yapacak hem de bekamız kuvvetlenecek, sarsılmaz bir şekilde 2053 hedefine ilerleyeceğiz.
sayın cumhurbaşkanımızın tensiplerine arz olunur.
milli ekonomi divanı
başkan
nureddin nebati beğ
üyeler
külliye başekonomisti jölelizade yiğit bulut beğ,
profesör doktor necmeddin batırel
türkmenbeği dr. mehmet bahçeli
zapel -
arabesk müzik
birand'ın 32. gün belgesellerinden birinde dikkatimi çekmişti: belgesel, arabesk müziğin çıkışını köyden kente göç eden ve bir nevi kültürel şok yaşayan, aynı zamanda kentte geçim sıkıntısı çeken kitlelerin isyanına çare baabında ifade ediyordu. bu da takribi 70li yılların başlangıcına denk gelmekteydi. hatta orhan gencebay'dan başlatmamız gerekirse ki birçok kişi öyle söyler, 60lı yılların sonlarını arabesk müziğin başlangıcı olarak kabul edebiliriz.
ilginç bir şekilde, kimileri de suriye sınırındaki şehirlerde çeken arap radyolarında çalan arap müziklerinin dinlenilmesinin de arabesk müziğin doğumunda etkili olduğunu belirtir. bu tabi süreci çok daha geriye götürür.
arabesk müziğin 70li yıllarda vatan sathında yayılımı ve 80li yıllardaki gelişmesini her arabesk yıldızının "film" çekmesi de taçlandırmıştır. yine 90lı yıllarda özel televizyonların yayın hayatına başlamasıyla, tv şovları, dizileri, video klipleri ile dinleme imkanı daha bi artmış, "kaset" esareti de aşılmaya başlamıştır diyebiliriz.
2000li yıllarda ise hem arabesk kralları olarak anılan orhan gencebay ve ferdi tayfur'un artık yaşlılık evrelerine girmesi ve üretimi bir nevi durdurmaları hem de ibrahim tatlıses ve müslüm gürses'in müzik uğraşlarının değişikliğe uğraması, yine 90lı yıllarda parlayan azer bülbül, hakan taşıyan gibi ilk olarak aklıma gelen isimlerin bilhassa 2005li yıllardan sonra çekilmesi, pop müziğin ve 90lı yıllarda türkiye'de tohumları atılan rap müziğin sükse kazanması, internet çağında yeni arabesk prenslerinin ortaya çıkmaması, refah seviyesininbelirli düzeyde artması gibi unsurlar arabeskin düşüşüne sebep olmuştur diye düşünüyorum.
2010lu senelerden sonra ise, dizi, filmlerde arabesk şarkıların çalması, müslüm gürses ve azer bülbül'ün vefatları sonucu popülizm etkisiyle bir anda "değerinin bilinmesi" ile arabesk tekrar bir ivme kazanmıştır diye düşünülebilir. bunda kötüleşen ekonomik şartların da etkisi büyüktür. yine youtube'ın yaygınlığı, "cover" denilen alakalı-alakasız her şarkıcının eski şarkıları ve tabi arabesk şarkıları yeniden yorumlaması ile arabeskin tekrar ilgi odağı olduğunu düşünebiliriz. ancak tabi yine şunu dememiz gerekir ki arabesk bir ivme yakalamışsa da "eski şarkıcılar ve şarkılar" üzerinden bir ivme yakalamıştır. yani yeni olanbir şey yoktur.
ancak ben şuna kaniyim ki arabesk artık bir prens çıkaramayacaktır. bu "cover" döngüsü ne zaman sona ererse, arabesk de o zaman tarih sahnesinden çekilecektir... -
hapşururken burnu kapatmak
geçtiğimiz haftalarda maruz kaldığım dehşet görüntüleri yeniden aklıma getiren olay.
başka bir ilçedeki işimi halletmiş, minibüsle ofise dönüyordum. sabahtan kelli çift maske takmıştım ve burnum tokat patlıcanına dönmüştü. yolun bir an evvel bitmesini bekliyordum. körfez birlik denen zulüm aracı adeta bir kağnı gibiydi ve hemen hemen her yerde duruyordu.
en arka koltuktaydım. önümde bir kızla babası oturuyordu. anadolu irfanını kuşanmış olan bu mağrur dayı hapşırdı. sonra bir kez daha hapşırdı. maskesini çıkarmaya yeltendi. içimden, "yedek maskesi var herhalde, ne duyarlı adam" diye geçiriyordum.
dayı çıkardı maskesini, bohça misali dürdü; burnunu falan güzelce bi sildi. anasının tumanından koparmış bir bez gibi kullanıyordu maskesini. hayretler içindeydim.
dayı, bezini.. pardon maskesini, işi bittikten sonra yine dürerek cebine koydu. yeni maskesini taktı. az sonra kalkmaya yeltendi, bu akşam ölürüm beni kimse tutamaçlardan sıkıca tuttu inerken. benimse yolum henüz bitmemişti. soluma göz gezdirmekten başka çarem yoktu. değirmen eşeği gibi bunalmıştım. baktığım yöndeki madra dağı heybetini yitirmemişti. aklımdan bir çağ öncesi mücadeleleri geçirdim. bi türkü yaktım: anneannemin tumanı da tumanı, yoktu şu dayının vallah imanı... yavrum imanı... -
ikinci cumhuriyetçilik
iki farklı şekilde kullanılan isimlendirme. yakın dönemde kullanılanı liboşların, fettuşilerin sığındığı sözde bir teoridir.
ilki, 27 mayıs darbesi ve akabinde oluşturulan 1961 anayasasıyla başlayan dönemi ifade etmektedir. o günlerde yapılan "ihtilal"in meşru, zorunluğu olduğu ve birinci cumhuriyet ile bağdaştırma ihtiyacından ötürü kullanılmıştır.nitekim cumhurbaşkanı cemal gürsel'in de beyanatları vardır.
ikinci olarak"ikinci cumhuriyet" deyimi, 1991 yılında ilk olarak fetöcü mehmet altan tarafından kullanıldı. buna göre 1923 cumhuriyeti'nin demokratik ve çoğulcu bir nitelikte değildi. saltanatın yerini bürokrasi ve ordu almıştı. yine devletin ekonomi üzerindeki tahakkümü de yanlış bulunuluyor, liberal ekonomini savunuluyordu.
ancak atatürkçü yazar ve aydınlar bu ikinci "ikinci cumhuriyetçilik" fikrini türkiye cumhuriyeti'nin kuruluşundaki modern, laik, anti-emperyalist karakterini yozlaştırmaya dönük bir girişim olarak değerlendirmiştir. geldiğimiz süreçte haksız olmadıkları da ortaya çıkmıştır... -
joseph stalin
ikinci dünya savaşı akabinde, türkiye cumhuriyetinin başına bela olan, yakın geçmişte ve hali hazırda yaşadığımız sıkıntıların kökünde illiyeti olan kahpe çocuğu.
-
milli şef
nam-ı diğer türkoların vefasızlıkta çığır açtığı adam, turkiye cumhuriyetinin ikinci cumhurbaşkanı mustafa ismet inönü.
troliçe tiger'ın iddialarına göre inönü savaşına soyadını da vermiştir... -
turgut özal
12 eylül'in ilk döneminde başbakan yardımcılığı yapmıştır. birisi için bu vesika yeter ama arttıralım, malum şahsın idollerinden biridir. döneminde yediği haltlar 94 krizinde kol gibi çıkmıştır. sosyolojik yansımasını konuşmak dahi istemiyorum.
-
miguel crespo
gustavo teröristinin terör eylemlerine rağmen gaziantep fk maçının yıldızı olmuş yiğidimiz.
seni seviyoruz çakır reis. -
beşiktaş'ın fenerbahçe'yi gerçekleştirmesi
balotelli tarafından bafile... öhöm gerçekleştirilince merhum levent kırca'nın sarhoş tiplemesi gibi rot balans ayarı bozulup, sekiz çizerek gezmekte olan eşrafın modern futbolun kal'esi kayserispor'u son dakikada attığı gol ile yenmesi sonucu cezbeye gelmesi hadisesidir...
-
her şeyi bırakıp gitme isteği
kahir ekseriyetle duygu yoğunluğunun sonucudur, geçicidir.
"hem gitmekle gitmiş olmazsın ki... gitmekle gidilmiyor ki... aklın kalır, anıların kalır" demiş bekir yarangüme. -
rakı
edebiyata yapana şişesini sokma isteği uyandıran içki.
herkes için anlamı farklıdır tabi de ucuz arabesk edebiyatı yapanlara gattuso gibi dalmak istiyorum.
rakı benim için hep dostluk, bir arada olmak demek. hüzünlendiğim zamanlar çok oldu, oluyor ve görünen o ki olacak. ama ben rakıyı huzursuzlukla değil huzurla tüketmek istiyorum. -
biber dolmasını kıymasız yapan kadınlar
"açılın ben doktorum" demek istediğim kadınlar...
sen biber dolması yap kadın. kıyma da koyma içine. sevgi koy, şehvet koy. -
7 aralık borussia dortmund beşiktaş maçı
kafamı sikeyim, oç inter yüzünden yattı kupon bassana handikaplı dortmund'a...
t: uzay takımının şampiyonlar ligi tarihine tersten girdiği maç. :d:dd -
tenezzüh
gezinti anlamına gelen sözcük.