doğadan yalıtılmış olduğumuzu düşünmek ve bunun üzerinden bir "doğal" kavramı inşa etmek bana doğru gelmiyor. yalan yok, eskiden ben de doğayı insan varlığından uzakta bir yere konumlandırmıştım. ancak bizim doğamız bizzat bu. şu an pencereden bakıyorum, ne var bakayım, ekmek fırını, sokak lambası, nalbur, park yeri yüzünden tartışan göbekli dayılar, bizim doğalımızın öğeleri tam olarak bunlar.
ahlak dediğimiz olay da çoğunluğun iyiliği için benimsediğimiz bir değer yargı bütününden ibaret. yarasaların mağaralarına döndüklerinde yemeklerini aç olanlarla paylaşmak için istifra etmeleri gibi. ya da alfalık döneminde kötü davranan babunların yaşlanınca sürünün diğer üyeleri tarafından dışlanmaları gibi. bu ahlak kodlarının benzerleri hayvanlarda da var.
bizim ahlak ile ilgili sıkıntımız da bu olguyu kült olarak benimsemekten geliyor zaten. ahlakın değişebileceğini ve evrilebileceğini kavrayamıyoruz. halbuki ahlak da sosyal yaşantımızla evrilen bir olgudur. statik değildir. insanların ahlak ile ilgili problemi onu statik bir şey olarak algılayıp, işlevini bir kenara koymalarından kaynaklanıyor.
alfa meselesine gelelim. aslanın doğası evrimi sebebiyle öyle şekillenmiş. bizim doğamız öyle mi? tartışılır.
avcı-toplayıcı kabilelerde kadın ve erkek arasında kesin bir ayrımın olmadığını düşünmek için birçok sebebimiz var. yani insan doğasında defacto olarak bir ataerkilliğin olduğunu düşünmek doğru olmayabilir. ataerkinin tarım ve hayvancılık ile gelişmiş olması yüksek bir ihtimal. çünkü bu işler fiziksel güç gerektiriyor ve toplum geçimini bu işlerden sağlayınca fiziksel güce sahip olan erkek ön plana çıkıyor.
ilginç bir olay var mesela: hera'nın zeus ile evliliği, zeus'un tavuskuşu kılığına girip hera'ya tecavüz etmesi yoluyla gerçekleşir. bu konuda şöyle bir teori var; hera esasen batı anadolu'daki anaerkil bir kültün tanrıçasıydı. fakat bu anaerkil toplumlar, ataerkil helenler tarafından istila edildi. zeus'un hera'yla birlikteliği esasen erkteki değişimi sembolize ediyor.
yani "bu bizim doğamız" diyebileceğimiz bir durum yok. toplumsal koşullara göre değişmiş ve şekillenmiş. 2022 yılında "insan doğası" kadın erkek eşitliğidir. çünkü yaşamlarımızı iyi standartlarda sürdürebilmek için ahlaki ve doğru olan budur.
nice: all
|
today
search in topic