6 more entries
  • daha evli bile değilim. bir toplaşmaca var. juliet davet etmişti beni oraya. yoksa bunların alayının tipini sikeyim, ne işim var amk? o gün de yine yanlış hatırlamıyorsam eşimin ailesi beni yemeğe çağırmış. üstüme kravat ve ceket geçirdim ki işten geldiğim belli olsun, kayınpeder gördüğünde adam zannetsin diye... beni ner'den bilsin kötüsözlük ahaliyle gecenin onikisinde beşiktaş'ta bir kokoreççide buluşmaya gidecek?

    neyse...
    saat oldu on-onbir. ben hanımın evinden çıktım.
    juliet efendiye dedim, "saat ahan da şu bu oldu, daha ümraniye'deyim, benim beşiktaş'a gelişim, en az oniki!"
    yok illa gel. neymiş efendim? hayyam efendi, diko falan oradaymış da bana biad edeceklermiş bilmem ne... "aman efendim? çok da önemli şeyler değil ki bunlar," dedim, dinletemedim.

    bi'gittim gece oniki'de takım elbiseyle, kokoreççi'de bunlar! koskoca adamlar taburelere çömmüş, kıçkıça oturuyorlar. lan bari dürümcü'de oturaydınız? insan utanır gerçekten... onların yerinde olmak istemezdim. benim gibi müthiş klas bir beyefendi gördükleri için nasıl da rencide olmuşlardır. hem de beşiktaş'ta, hem de sapına kadar beşiktaşlı!

    neyse... saat olmuş o saatler, bunlar çok oturmadı tabii... diko hususunda yanılmıyorumdur sanırım? eğer o cam kenarında gördüğüm don draper değilse muhtemelen diko'ydu. belki de ymlac'tır; nihayetinde hepsinin berberi aynı, bilemedim.

    çıktık, hayyam beşiktaş meydanı'nda cazır cuzur pırt yaptı falan... böyle son derece doğal yani... zannedersin herif kırk yıldır beşiktaş meydanı'na sıçıyor. öyle rahat... artık kokoreççi'de ne içtilerse?..

    nihayetinde dikocuğuma dair anım bu... oysa tabii...

108 more entries