• tarih tam netleşmemiş olsa bile ülkemiz için referandumdan sonraki en önemli seçimi olacak anlaşılan. erken seçim olacağını sanmam. sırf tayyip aday olmasın diye 6 daha idare edelim diyecektir tüm muhalefet.

  • erken seçim olmayacağını ilk günden itibaren söyledim. ve bu sözüme kötü sözlük kapalı olduğu dönemde üye olduğum diğer sözlükteki sözlük yazarları sinir olmuştu.
    2023 seçimini rte yine kazanacak.

  • al işte? her seçim evveli olduğu gibi bu seçim evveli de ya iktidar yanlısı biri çıkar, "boşuna gidip oy vermeyin, sikecekler hepinizi," der ya da "oy vermeyin, sikecekler hepinizi," diyen birinin gazına gelip pısan birileri çıkar ortaya, milleti de kendi gibi korkaklık cemiyetine davet eder. ne olacak bu sizin haliniz, onu da bilmiyorum. ne bireyliğiniz kalmış, ne bir şeyiniz. topu tüfeği bir adet oy sahibisiniz, onu bile korkuta korkuta, ensenize basa basa almışlar elinizden. kala kala bir sade kılçığınız kalmış. yazık gerçekten...

    siz oy vermeyin rica ederim. koşup saklanın bi'yerlere...

  • rte seçilecek. insanlar sokağa dökülecek rte'ye karşı eylem yapacaklar.

  • ben de rte seçilecek diyorum.

    ancak kimse sokağa filan dökülmeyecek. uslu uslu evinde oturacak herkes.
    klavyesi olanlar tivit atar işte o kadar.

  • türkiye isveç değil şüphesiz, fakat nijerya da değil.

    seçimi kaybettiklerinde ortalığı karıştırmayı denerler mi? denerler bence. bunlarda rasyonalite namına bir şey kalmamış. torpil belgesini yanlışlıkla chp milletvekiline gönderecek kadar mal olan tipler bunlar. her boku denerler. ancak başarılı olurlar mı. o şüpheli. silahla seçim bastırma olayı gambiya'da bile tutmadı. yahya jammeh miydi neydi o elemanın adı, seçimi kaybedip koltuğu bırakmamıştı da karga tulumba indirdiler.

    türkiye gambiya, kuzey kore veya belarus değil. evet, işleyen bir demokrasimiz yok ama mekana silahla çöker gibi iktidara çökmek sürdürülebilir bir olay olmaz.

    halk iradesi de küçümsenecek bir olay değil. zaten seçimi kaybeden bir güruh silahla iktidarda kalmayı başarabiliyorsa ülke failed state konumuna düşmüş demektir. bu da hiçbirimizin can güvenliği olmadığı anlamına gelir. dolayısıyla böyle bir durumda evde kalarak da güvende olunacağının garantisi olmaz.

  • nikisimi görünce, "ulan, yine neden tartışma arenalarına çekiliyorum, götüm başım zihnim zekam niçin tartışma konusu oluyor," diye geçirdim içimden. e, bir hafta erken olmuş duf efendi? bi'altı ay daha bekleseymişsin yanıt vermek için? kelimelerini ancak mı cümle haline getirebildin geçen zaman zarfında?

    aynı yaştaydık zannediyordum ancak 7 haziran-3 kasım sürecini sanki kitaplardan öğrenmiş gibi tavırlar sergilemişsin. kafadan buna değinip bitirelim, kafamız bulanmasın.

    ilgili periyotta cumhuriyet halk partisi iktidarı (ak parti'nin yer almadığı bir denklemde) yalnızca mhp ve hdp ile bir arada kurabiliyordu. devlet bahçeli, kurulacak bu üçlü koalisyonda yer almayacaklarının altını son derece açık, net, sert, hiddetli ve şiddetli şekilde defalarca dile getirmişti. hatta bu tavrın heykelini dikmeye 7 haziran gününün akşamı başlamıştı.

    süreç devam ederken, "hdp ile koalisyonu akp kursun," açıklaması geldi kendisinden peşisıra. ikna turlarının hiçbirinden sonuç alınamaması itibariyle kılıçdaroğlu'nun kendisine, "gel sen başbakan ol," çağrısını bile en sert şekilde reddetti. bunu sen bile hatırlayabilirsin?

    nihayetinde, "diğer üç parti hükümet kurabilir durumdayken görev muhalefete verilmediğinde neredeydiniz cesur dostum," yaklaşımının yontulması gereken yönlerini anlayabilecek düzeyde olduğuna inanıyorum. diğer üç parti hükümet kurabilemez durumdaydı. yine de bu soruyu illa ki birilerine yöneltmek istiyorsan şayet bana değil, karşına çıkacak herhangi bir mhp seçmenine iletmeni tavsiye ederim. muhtemelen uygun bir cevap bulacaksındır.

    neyse bu faslı kapatıp diğer satır aralarına geleyim.

    belli bir zümrenin geleneği haline gelmiş sir olly'ye hakaret mukabilinden yaklaşımlarını pas geçiyorum. yani çoluğu çocuğu eğitmek için bir miktar çaba gösterebiliyorum ancak benimle aynı yaşlarda olduğunu iddia eden bir kimseyi eğitmek için vakit ayırmak anlamsız bir iş. kendimden biliyorum. zor iş.

    toz pembe gözlüğümle izlemiyorum siyasi gündemi duf, hamaset derdinde de değilim. nasıl oluyor da anketlerin karşılığını görmüyorsun, onu da anlamıyorum. iletişim kurduğun insanlar hayatlarından pek memnun olduklarını falan mı dile getiriyorlar sana? bir adet oyu var her bireyin. çıkacak, oyunu kullanacak. seçim gecesi sonuçlar istediğimiz gibi olur ya da olmaz; ancak insanlar senelerden beri alıştırılageldiği üzere seçim evveli karamsarlığında olmasın rica ediyorum. halihazırda zaten kimsenin buna niyeti yokken, sizler (madem aleni değilmiş) içsel korkularınızı bu insanlara aktarmayın.

    ek parantez olarak da şurayı aralamalıyım ki, "erdoğan negatifi tarafından yönetilmektense kılıçdaroğlu etkisizi tarafından yönetilmeyi tercih ederim," derken de tıpkı bir ak parti seçmeni gibi konuşmuşsun. ya da ak parti güdümündeki medyanın güdümüne tutsak düşen kararsız seçmen gibi... bu türden arkadaşlara şimdilerde zafer partisi etrafında kümelenirken denk geliyoruz. iktidara muhalif gibi görünen ancak bize pek de öyle görünmeyen. kılıçdaroğlu'nun etkili ya da etkisiz bir cumhurbaşkanı olup olmadığını hangi sahada test ettiğinizi işitmek isterdim. gerçi bunu diyorum da, yanıt olarak, "ssk'yı batırdı amuğa goyuğum," dersin şimdi?

    seçim gecesi çoluğumuzu çocuğumuzu kucağımıza alıp sokaklarda siyaset yapacak kimseler değiliz biz, telaşlanma. masalımızı okuyup dokuzbuçuk civarı yatmaya gidiyoruz.

  • covid olduğum ve pazartesi'den beri kıç kadar odada tek başıma yatıp dizi izlemekten sıkıldığım için böyle saatlerce karşılıklı yanıtlaşıyoruz, bunun farkındasın değil mi efendilerin efendisi duf efendi? sonsuza kadar sürmeyecek bu böyle?

    en tatlış bulduğum mevzuyla başlayalım. salya sümük savunduğum, sizin (!) ise, "yapmayın, etmeyin," diyerek engellemek istediğiniz ama başaramadığınız deniz baykal mevzusuyla. bir kez daha telaşlanma, "o dönemde de bizden mi korktun ve engellemek istemene rağmen sözünü geçiremeyip bir köşeye pısıverdin," şeklinde suçlamayacağım seni. zira bu ister istemez geçmişten günümüze sana dair ortaya çok bariz bir profil koyuverirdi ve bunu machiavelli'nin prens'inden bahseden birine etiket etmekte epey bir zorlanırdım. çok da emin olamıyorum. bahsettiğin kadar vatanperver biriysen şayet, 99 seçiminde attığın oyu az çok tahmin edebiliyor ve ters köşeye yatabiliyorum ancak burada cumhuriyet halk partisi'ne atıp tutmanı da gayet kafa bulandırıcı bulabiliyorum. ya işte bu son dönemde gelişen zafer partisi akımı çok kafa sikmeye başladı işte. kimin geçmişten şimdiye, şimdiden geleceğe ne bok olduğu ve olacağı birbirine karıştı da karıştı. akp seçmeni kılığına bürünmüş sosyalist bir vatansever olarak senin ne olduğun hakkında net bir fikrin var, değil mi dufçuğum?

    okuyanlar hak verecektir mevzusuna geçelim. ben ve sen bir konu hakkında karşılıklı cümleler kuruyoruz. sen başka kimlerden sana hak vermelerini istiyorsun? birilerinin bize hak vermelerini falan mı bekliyoruz? onaylanma hususunda ihtiyaç sahibiysen onaylıyorum ben seni naçizane... rica ediyorum?

    şimdi döndür kaldır, aynı noktalara gelip duruyoruz, üstelik birilerinden onay almanı falan da bekliyoruz. olmaz bu böyle? az evvel belirtmiştim, bir kez daha tekrar ediyorum, "seçim gecesi sonuçlar istediğimiz gibi olur ya da olmaz ancak insanlar senelerden beri alıştırılageldiği üzere seçim evveli karamsarlığında olmasın rica ediyorum. halihazırda zaten kimsenin buna niyeti yokken, sizler içsel korkularınızı bu insanlara aktarmayın."

    ...-ki herifin teki çıkıp da, "adam kazandı," teksti geçemesin milletin ortasında. istanbul seçimi için de cevabım aynı, hükümet kurma meselesine cevabım da aynı. ipini salan sizi elini kolunu sallaya sallaya kervanına sürebiliyor diye millete de kendi renginizden çalmaya çalışmayın. bak, sinirlendirdin, hamaset yaptırdın bana sonunda. oldu mu şimdi böyle?

    her entrinde kırk çeşit gündem açıyorsun, sonra da şuna cevap vermemişsin, buna cevap vermemişsin diyorsun. sana cevap vermeye devam etsem akşama kadar yazarım efendilerin efendisi duf efendisi. sırtım yastığa yapıştı. kalanları devam edeceksek sonrakinde artık... az gündem aç rica ediyorum? son 25 yılın hesabını gün gün sormaya başlayacaksın neredeyse, az kaldı...

  • ülkemizin geleceği için en hayırlısının olmasını dilediğim seçim. çünkü çok kritik bir dönemdeyiz. özellikle dış siyasette çok ama çok dikkatli olunması gereken ve geri adım atmayarak, taviz vermeyerek dik durmamız gereken bir süreçteyiz. hiç bir siyasi oy verilecek kadar değerli değil gözümde aslında. apolitik bir insanım mecburiyetten bir partiye oy verip duruyorum. ülkeyi gerçekten seven, atatürkçü ve milliyetçi biri bulunurda oy verilesi olur.