ali koç

denenmiş ve verim alınamamış teknik direktörler listesine bir yenisini eklemek üzere. ersun yanal'dan sonra pereira derken şimdi de slaven bilic'in peşinde. şimdiden belirteyim, slaven bilic, kendisinin fenerbahçe başkanlık koltuğundaki son teknik direktörü olur. bilic on numara stratejisyendir. rakip analizinde olağanüstüdür. gerek futbolcular, gerekse de taraftar takımdaki muazzam taktik gelişimi net şekilde fark eder fakat bilic winner değildir. takımı iki-üç sezon boyunca oturtması gerekir. sabredilirse feneri uçuracağından eminim ancak bunca yıllık başarısızlık ortadayken camianın bu sabra sahip olması beklenemez tabii...

hayırlısı diyelim elbette...

kötü bir lider olduğuna nerde karar verdim biliyor musunuz; geldiği günden bu yana erkek futbol şubesinin ödül namına tek teneke dahi alamadığında değil. aykut kocaman için önce "gönül bağımız var" diyip sonra ekibindeki insanlar için "veri kaçırıyorlar" yaygarası yaptıktan sonra geçenlerdeki divan kurulu toplantısında "aykut kocaman efsanemizdir" dediğinde de değil. vitor pereira'yı kovduğunda da değil. bir planı olmadan o anlık içsel veya dışsal etkenlerin esaretinde karar verdiğini anladığımda benden notunu almış oldu ali koç.

ali koç eğer bu sezondan umudunu kesmiş olsaydı pereira'yı göndermezdi. ama umudunu sürdürecek de bir planının olmadığı ortaya çıktı. gitti teknik direktör pazarında eli boş döndü. "devre arasında gelmek istemiyorlar" diyerek utanmadan bunu açıkladı.

gelmeyeni sikeyim ya ali koç, sen neden takımın başındaki hocayı gönderiyorsun yerine koyacağın adamı ayarlamamışsan. ayrıca "gelmek istemiyorlar" demek nedir aq. söyleme ya her doğruyu. ya bir insan bu kadar mı basiretsiz olur. madem gelmek istemiyorlar, gelmek isteyeni bulana kadar göndermeyecektin hazırdaki hocanı.

he yine de istifa demiyorum. demiyorum çünkü adam ikinci kez seçilmiş kardeşim. topluluklar hak ettikleri gibi yönetilir. öve öve bitiremedikleri camia şu adamın karşısına bir bakkalı çıkardı başkan adayı diye. utanmaz arlanmazlar.

bu taraftar bir sonraki divan kurulu toplantısında toplantı salonunu basıp 70 yaş üzerindeki tüm üyeleri o salonda asmalıdır. fenerbahçe'nin kurtuluşu seçmen kitlesinin ıslahından geçmektedir.

beni dinlediğiniz için teşekkürler.

inanılmaz gergin bi insan olduğunu düşünüyorum normal zamanda da. bence aşırı küfür kıyamet, böyle dilinin ucunu ısırmalı bi gerginliği var. ilk zamanlar, daha yüzünü rahatça sağda solda gösterebiliyorken ekranlarda, ona sorulan her şeye çaktırmadan agresif ve alıngan yanıtlar veriyordu. bence şirkette de birilerini dövüyodur odasına alıp. böyle beyfendi gerginliği var ama bu adamda. bilmiyorum anlatabildim mi, bence ali koç bey dürtüsel davranamadığı ve böyle büyütülmediği için içinde kocaman bi laf sokma makinesi çalışıyor.
ayrıca kendisine çok hayrandım. çok umutlar beslemiştim. hayal kırıklığı ile dolu değilim, ne ile doluyum bilmiyorum, pek bi hissim yok yani. beni kötü şeyler yaparak hissizleştirmiş nadir kimselerden biri.
benim için bağlarımızın koptuğu nokta da galiba obradovicle tabi ki çalışacağız diye demeçler verip sonra hem basketbol şubeye yaptıkları hem de obradovicle ilgili verdiği sözün arkasında durmadığı ve sonrasında da bu konuda herhangi bir doyurucu açıklama yapmadığı için bitmiştir. obra bi' gün gidecekti pek tabii ama, böyle bütün sezon pandemi olana kadar yeni sözleşme diye bağırdığımızda elini kolunu sallayıp taraftara tabi ki o iş bende mesajı verdikten sonra, dolu dolu bir açıklama yaparsın. ı ıh. ordan sonra zaten naptığını sallamadım, yaptıkları da olmadı. ayrıca spor kulubu yönetmek, özellikle türkiyede yönetmek hiç yapabileceği bi iş değilmiş de rüzgara göre sağa sola gidiyormuş gibi geldi bana. bi güvensizlik hissettirdi her kararında. öyle yani.

baslarda "siz ne veriyorsaniz ben bir fazlasini verecegim!" mottosuyla ortalarda dolanan sonrasinda futbol harici branslarda kemer sikmaya giden demiroen v2.

hadi yillar yili futbolda bir cenabetlik vardi. son mac kacan sampiyonluklar, uefa finalinin ucundan donulmesi falan. sahsen beni en sinir eden olayi basketbolda cigir acmisken onunun kesilmesi oldu. sagolsun ferrari gibi takimi tempraya cevirdi.

anlatıyo yine bir şeyler. anlatsın bakalım.

istanbul büyükşehir belediye başkanı'nı oyla tehdit eden bir zavallı.

fenerbahçe taraftarını kişisel hizmetkarı gibi kullanarak kulübünü siyasete sokması ve ekrem imamoğlu'na yönelik tehdit malzemesi olarak kullanması akla ziyandı. alinin iktidar yanlısı tuzağının sezildiğini ve bu durumun cumhuriyet halk partisi tarafından özellikle büyütülmediğini düşünüyorum. yoksa ülkenin en büyük sivil toplum kuruluşlarından birinin bu şekilde siyasi malzeme yapılması atlanacak mesele değil.

derin futbol'a katılmış.

sayın başkanım keşke kötü sözlük'e katılsaydınız. buranın seviyesinde oksijen oranı daha yüksek.

dünden beridir sosyal medyada bunu görüyorum. yok ayar manyağı yaptı karşısındakini falan. muhattap aldığı tipi görünce ülkenin burjuvazisi bile lümpen dedirtiyorlar insana.

iktidarın borazancıbaşılığına soyunup antiimamoğlu timine katıldı katılalı varolan bütün saygınlığını yitirdi. dün rasim'in kirli geçmişini yüzüne vurması tebrik edilesi bir davranış değil. rasim pozisyonu gereği gayet kolay bir hedef. fatih altaylı'nın geçtiğimiz günlerde nagehan alçı'ya yönelik boşnak böreği yazısını hatırlıyorum. yani memlekete bu seviyelerde taşak malzemesi olmuş bir çiftten bahsediyoruz. bunlara isteyen istediği lafı istediği gibi söyleyebiliyor zaten...

ali koç fener tribünlerine şirin gözükmek için rasim seviyesinde takılmasa da daha üst seviyelere bir çıkışabilse diyeceğim ama onda o gö(z)ün olduğunu hiç zannetmiyorum. anca aldığı talimatları yerine getirip itibarsızlaştırma kampanyalarındaki piyonlardan biri olur kendisi. başarısızlığı örtbas etmek için böyle kapı kapı gezip itle köpekle muhattap olur işte...

kendisinin yaklaşık 2 ay kadar evvel beyaz futbol'a çıktığında artis artis söylediği, "sözleşmesi biten manchester united'lı bir golcü bize gelmek istediğini söyledi, reddettik," şeklinde bir açıklaması var. bu oyuncunun edinson cavani olduğu anlaşıldı sonradan.

bu sezonun transferlerine bakıyoruz.

lincoln'e 3,5 milyon euro, willian arao'ya 3 milyon euro, emre mor'a 2 milyon euro, joao pedro'ya 4,5 milyon euro bonservis ödemiş. ayrıca bruma'nın 4 milyon euro zorunlu opsiyonu var. bunlara tiago çukur ve joshua king'i de ekleyelim.

hiçbirini almayıp cavani'yle o anda sözleşme imzalasaydı ya da joao pedro transferini bu kadar geciktirmeseydi dün fenerbahçe turu geçen taraftı.

bu adam koç holding'te bala göte çalışıyor iddiamın sonuna kadar arkasındayım.