apayrı bir dünyada yaşayan insanlar bunlar. hayalin bile ötesinde kafa yapısına sahipler. bi ara feysbukta bunların gruplarına üye olmuştum. dağda bi kaya resmi çekip burda bir şeyler olabilir mi diye paylaşıyordum. kimi diyo kesin ermeni mezarı var kimi diyo kralın hazinesi falan filan. günlerce tartıştırıyordum bunları ahahaha
-
-
bunlardan biriyle yanlışlıkla tavşan avına gittim. avdan da anlamam defineden de. gerçi o da pek anlamıyormuş.
30 ağustos günü çocukluk arkadaşlarıyla toplanmak için anlaştık. gece için de kamp yeri ayarlamışlar lakin ben kamp yapamam. börtü böcek ayı hiç biri umrumda değil. milyonlar tek yürek, akıllarda bir soru..........
nereye sıçacam ben?
30 ağustos gecesi imamına kadar herkesin hiç olmazsa kolonya içtiği çok acayip bi köye geldik. camında halkevi yazan ama içinde fırın olan bi bakkala girdik. sokak lambaları allah gibi ışık saçıyor ama yine de hafiften korku filmi şakaları yapılmaya başlandı. şişman ve gözlüklü kimse yok, sarışın da yok. bakkalda da kimse yok.
biz içerdeyken kapıda bi adam belirdi. dm'den fiyat bilgisi verilmiştir yazan tiplerden. mazlum, mülayim, sessiz bi tipi var ama konuşsa hepimizi ikna eder yani ve etti de.
tuvalet fırçası yeni geldi dedi. cingöz lakaplı rafet de kabinli mi abi diye sordu. tek gözüne çelik battığı için birisi turkuaz diğeri kara köpek gibi simsiyah olan cingözümüz, zaman içinde sağlam gözünü kısıp bozuk gözünü pörtleterek daha ciddi bir ifade takındığı büyüsüne kapılmış ve bu bakışı fiyat bilgisi veren abiye de atmıştı. normal şartlarda çeyiz için alışverişe girdiği mağazadan herşeyi yarı fiyatına alıp üstüne bi de kamyona tv attıran tiplerden olan rafet, pazarlık yeteneklerini kabinli tuvalet fırçası için kullanmış ve başarılı olmuştu. artık 2 fiyatına 3 tane kabinli tuvalet fırçası alan ve yatacak yeri olmayan 6 kişiydik.
arkadaşlar bu hikaye gerçekten çok uzun ve siz buna değmezsiniz. üstelik o gece erkan da yoktu. -
sırf bu kadar uzun yazdığın için fav attım.