ismail kartal ile jorge jesus'un kıyaslanması gibi bir saçmalık ancak bizim memlekete ait bir tuhaflık.
evvelden de söylemiştim. küçük oyuncularla oynaya oynaya, küçük antrenörlerle yönetile yönetile büyük kulüp olduğunu unuttu fenerbahçe. bunu hatırlamalı. ismail kartal gibi herhangi bir meziyeti olmayan sıradan yerli hocalar elbette ki takıma hiçbir şey katamayacaktı. ismail kartal gibi hocalarla kötü giden sezonlarda günü kurtarırsınız. ancak kadroyu kurup sezon başı kampıyla sıfırdan girdiğiniz bir sezonda 10 maçlık kredisi sonunda topun ağzına konacak ilk isim olur.
dünya futbolu bambaşka bir yere evrildi. oyun kalıpları, hücumlar, savunma yöntemleri falan ezberlendi; taktiksel becerileri zaten geçiyorum. haftada 3 maç yapan takımlar 120 km'lik koşu limitlerinin altına inmiyor. biz ülkemizde henüz 100 km barajını bile yakalayamıyoruz, 90 küsürlerdeyiz. bu fiziksel yeterliliklerle rekabet etmemiz mümkün değil. bunu yerli hocaların yapabilmesi zaten mümkün değil! sergen yalçın şampiyonlar ligi maçlarına çıkmadan önce bunu dile getirmişti. biz de karşılaştığımız tüm rakiplerin fiziği altında ezildik. sadece galatasaray bir-iki varlık sergileyebildi, o da mevcut tüm enerjisini kullanıp doğru şekilde savunma yaparak ve adeta şapkadan tavşan çıkararak. aksi mümkün dahi değil! boşuna kendimizi kandırmayalım.
dolayısıyla jorge jesus bu bağlamda doğru isim. vicente del bosque gibi, jean tigana gibi, roberto mancini gibi, frank rijkaard gibi türk futbol çok fazla artı değer katacak büyük hocaları çok çabuk kaybettik. getirmek için büyük paralar ödediğimiz gibi göndermek için de büyük maliyetlerin altına girdik. fenerbahçe taraftarının komik olmayı bırakıp başarısız sonuçlarla geçebilecek adaptasyon sürecinde böyle bir kariyere destek olması lazım.
ikinci olarak ise fenerbahçe taraftarının meseleleri ele alış şekli de önemli.
bunu da yine tarif etmiştim. misal fenerbahçe'nin mevcut kadrosu bizde olsaydı şampiyonduk. ancak fenerbahçe o kadroyla şampiyon olamaz. kafa olarak tatmin etmiyor onları çünkü? geçtiğimiz sezon sergen yalçın'lı kadroyla üç kupa aldık. fenerbahçe küme düşme hattındaydı o kadroyla. cyle larin'in sol açık oynayıp gol krallığına oynadığı bir kadrodan bahsediyoruz.
anlatmak istediğim şu ki fenerbahçe'yi havaya sokacak büyük bi'şeyler lazım.
aziz yıldırım olsa arjen robben'i, wayne rooney'yi falan futbolu bırakmadan evvel getirip en az 2 şampiyonluk daha sokuşturmuştu araya. ali koç ise fenerbahçe'den rb leipzig yaratmaya çalıştı epey... ya buna tahammül etmez taraftar. fenerbahçe bir porto değil, benfica değil. beşiktaş da böyle değil aslında, galatasaray da değil? altyapıdan topçu çıkartarak dünyanın en iyi kulüplerine oyuncu yetiştirecek cibiliyette değiliz biz. en iyi olan bizleriz. burada meseleye alçakgönüllü yaklaşıp haddimizi bilecek sinir uçlarına sahip değiliz. diğer kulüpler 5 değilse, fenerbahçe taraftarı 10 değil!
o nedenle fenerbahçe'nin büyük isimlerin peşinde koşturması lazım. luiz suarez'in sözleşmesi bitiyor mesela? gidip hemen alsınlar? iyi bir kadroları var. tribünü havaya sokacak iki-üç ismi de ceplerine koydular mı, jorge jesus gibi bir teknik direktörle yürüye yürüye şampiyon olurlar. beşiktaş ve galatasaray'ın avrupa'da olmayacağı, fenerbahçe'nin en kötü senaryoda uefa avrupa ligi'nde devam edeceği bir sezonda ismail kartal'la yapılabilecek en iyi derece lig beşinciliğidir. o saat itibariyle de ne ali koç kalır piyasada, ne de ismail kartal. ali koç bunu bildiğinden işi şansa bırakmıyor. tercihi taraftara ne zaman bıraksa kaybetti zaten. aykut kocaman, ersun yanal, ismail kartal, erol bulut falan çöp bunlar, zaman kaybı hep...
-
-
ya dalga mı geçiyorsun frante? şampiyon olamaya olamaya iyice paranoyaklaştınız. ulan kimin ne işi olur fenerle? zannedersin ki her sezon şampiyonluğa yarışıyoruz birlikte?
neredeyse amatöre düşecek bursa şampiyon oldu, başakşehir şampiyon oldu, trabzon şampiyon oluyor yahu bu ülkede? fener ya da bir başkası, bize ne? başakşehir'in şampiyonluğundan daha mı eziyet? neden böyle psikolojik sorunları olanlar gibi yaklaşıyorsun?
şu dediğine kargalar güler yeminle... jorge jesus'un gelmesini isteyenlerin ortak noktası fenerli olmamasıymış. ulan jorge jesus'la pep'i kıyaslamıyorsunuz, ismail kartal yahu bahsettiğin isim? size gelmeden önce erzurumspor'u çalıştırıyordu. 5 gün sürdü teknik direktörlüğü. tek maça dahi çıkamadan fenere gitti. sadece kariyeri boktan değil, ilkesiz de bir adam. sergen gittikten sonra şenol güneş'i getiremedi ahmet nur çebi. gelmedi çünkü adam. gelmez. sen fatih terim ankaragücü'nün başına geçse tek maça dahi çıkmadan galatasaray'a dönmeye ikna edebilir misin? değil dünya futbolu, türk futbolunda dahi hiçbir teknik direktör şu karakterde olmaz. sen bu adamla bir de avrupa futboluna hazırlanıyorsun, jorge jesus gibi muazzam bir teknik direktörle kıyaslıyorsun?
hayır, sizde de yapıyor aynı şeyi işte? ben fenerbahçe'de ne görev varsa hazırım diyen adam, iki iyi sonuç sonrası, "teknik direktör olmazsam giderim," diyor. anlatmak istediğim bu. konuyu neden fenere beşiktaş'a çekiyorsun arkadaş? sikmişim beşiktaş'ı amk.... -
franteciğim, bütün kulüpler takımın başına yerli antrenör getirirse yabancı antrenörler nasıl başarılı olsun ki bu ülkede? geçtiğimiz sezon sergen yalçın beşiktaş'ta, fatih terim galatasaray'da, abdullah avcı da trabzonspor'daydı. peki ya fenerbahçe haricinizdeki diğer kulüplerin hocaları? yabancı hocalar nasıl şampiyon olsun ki, takım teslim edilmiyor ki heriflere?
ama artık millet uyandı. fark özellikle bu sezon iyice ayyuka çıktı. bundan böyle kolay kolay yerli hoca tercihinde bulunulmayacağına inanıyorum. zira bu adamlar artık avrupa'nın hızına yetişemiyorlar. bombok kadrosuyla galatasaray bile barcelona gibi dev bir kulüple mücadele edebildi. yabancı hocasıyla! biz ise sporting lizbon karşısında bile darmaduman olduk. hiçbir ekstra özelliği olmayan sıradan oyuncular; sporting lizbonlu pedro porro, borussia dortmundlu dahoud falan tren gibi geçtiler üzerinden bizimkilerin. ya porto'nun yer aldığı şampiyonlar ligi grubundan lider çıkmış kulüptük biz. artık gaz vererek avrupa futbolunda söz sahibi olamayacağımız kesinleşti. önümüzdeki sezon da uzun zamandır hiç görmediğimiz kadar fazla sayıda yabancı hocayla mücadele edeceğiz.
bak mesela biliyor musun, bilmiyorum. nuri şahin antalyaspor'a liverpool'un taç antrenörünü getirtti. taç antrenörü? bizim valerien ismael de taç atışlarından çok sayıda gol fırsatı yaratmasıyla meşhur bir adam. millet nelerin peşinde? sen ismail kartal'ın takımını bu gibi alanlara hazırlayacağını düşünüyor musun?
beşiktaş, nevzat demir tesisleri'ne dev ekran hazırlıyor. şu anda vinçle izleniyor antremanlar. gelecek sezon drone'larla kameraya çekilecek. oyuncuların üzerine çipler yerleştirilip her tür fiziksel faaliyetleri saniye saniye izlenecek. artık modern antreman programlarına hazırlanıyor türk futbolu. bizdeki daniel farke ve pinheiro isimleri de bununla alakalıydı. galatasaray da aynı yolun üzerinde...
anlatabiliyor muyum? bir-iki sezon evvel avrupa futbolunda söz sahibiydik, artık esamemiz dahi okunmuyor. yerli antrenörlerle gelen başarı devri bitti artık. he, nuri şahin çok farklı görünüyor bana. yapabiliyorsanız onu getirin diyeceğim ki büyük ihtimalle galatasaray'a gider o da... -
ya efendilerin efendisi frante efendi, neden anlamamak için diretiyorsun? valerien ismael kim amk? valerien ismael'den bana ne? mesele isimler değil, zihniyet! hala ısrarla mevzuyu ezeli rekabet eksenine sürüklüyorsun yok şampiyon olamaz, yok sezon sonunu göremez falan?
bak, beşiktaş'ın son 6 sezonda 3 lig şampiyonluğu var. böyle rezil bir futbol atmosferinde uefa şampiyonlar ligi son 16'sı var. bütün bunların zemini nerede atıldı, biliyor musun? bütün bu maceranın evvelinde slaven bilic döneminde... dönemin beşiktaşlı futbolcuları dahi hiçbir dönemde karşı karşıya kalmadıkları türden fiziksel ve taktiksel antremanlardan bahsediyorlardı. ligde çok başarılı olmamamıza rağmen o bombok kadroyla avrupa ligi'nde sıradışı işler yapmıştık. elbette ki katlanamadık herife. derbi maçlarda ortada yok diye ikinci sezon sonunda gönderdik.
o gittikten sonra belli bir noktaya gelen fizik kondisyonun kaymağını şenol güneş yedi. ardı ardına iki sezon şampiyon oldu ve üçüncü sezon şampiyonlar ligi'nde namağlup gruptan çıktı. ancak yetersiz antreman programları neticesinde adım adım düşüşe geçti takım. son sezon ricardo quaresma ve caner erkin'in kenar ortalarından başka gol pozisyonu hazırlayamaz hale geldi.
bu işler bir süreç... türk futbolunun ısrarla algılayamadığı şey bu. yarın olsun isteniyor her şey. ya mesele fenerse şayet, siz daha sürecin hiçbir yerindesiniz.
erol bulut döneminde çok gördük biz o metodları demişsin. isimler önemli değil ki? adam doğru olanı yapıyordu. bu bir farklılık, bu bir yöntem, bu bir metod değil ki? bu zaten çağın gerekliliği. bütün dünya bunu böyle yapıyor, senin, "biz çok gördük onları, gerekli değil bize öyle şeyler," diyebileceğin bir şey değil ki? yani bu senin bahsettiğin galilei'ye inanmamak gibi...
biz burada isimleri değil, zihniyetleri tartışıyoruz. ismail kartal, sergen yalçın, aykut kocaman, ersun yanal, fatih terim, mustafa denizli, hikmet karaman falan o isimler değil.
dünya futbolunda artık gözardı edilemeyecek bir hennes-weisweiler academy gerçeği var. bunu öyle ya da böyle kabul etmek gerekiyor. -
7 milyon euro senelik ücret. hımm...
-
ön alan baskısını profesyonel takımların yüzde sekseni falan yapıyor zaten. tayland liginde de yapıyorlar. iş bu değil.
iş şu:
-nasıl yapıyorsun?
-topu kazanınca ne yapıyorsun?
bunu çok etkili, dünya çapında yapabilen birkaç takım var. 2007-2015 arası barcelona, guardiola sonrası city, klopp sonrası liverpool, belli aralıklarla bayern. ortak özellikleri kupadır, şampiyonluk vs ötesinde oyun almak, toplu üstünlük. bu 4 takım senede belki üçer belki dörder kez oyun olarak ezilebilir. fazlası büyük sürpriz olur.
önümüzdeki haftalarda bu satırlara ekleme yapacağım. şimdilik bu kadarıyla kalsın. ben bu ofansif baskının daha taktiksel olduğunu görmek istiyorum önce. -
koltuk değnekleriyle yürüyen okan buruklu galatasaray'ın ve yeniden yapılanma içerisindeki valerien ismaelli beşiktaş'ın önünde olarak guardiola ilan edilen kimse. küçük maçların büyük hocası.
bir maçımız eksik, liderin 8 puan gerisindeyiz. üç ay evvelden şampiyon ilan ettiler bu adamı. haydi bakalım hayırlısı...