söyleyin gelmesin. rica ediyorum.
-
-
yavaş yavaş sevinmeye başlıyoruz.
-
insanı ferahlatan ve de rahatlatan bi mevsim. manitanla beraber yumoş yorganlara gömülmek, kaşmir kazak giyip manitanın sana sarılması*, pencereden kar yağışını izlerken manitanın sana sıcacık bi sahlep hazırlaması, manitanla kartopu oynamak, manitanla jager'lemek ve sonra birbirinizi karlara atmak, manitanla battaniyenin altına girip film izlemek, ısınmak için sürekli manitana sarılmak ayy haaaarika yaaaaaaa.
yazın sıcaktan insanın temas kurası gelmiyor mesela. kış bi an önce gelmeli. kırkayak tarzı değişik canlılar da yok olmalı. -
ay bak düşününce bile baygınlık geldi. tiril tiril elbiselerim, eteklerim yok. mont, bot, giydikçe giyilmiş, içinde büzüşmüş kalmışım. şöyle bi deniz kenarı sefası yok, sürekli rüzgar yemekten ve içime işleyen soğuktan sinüzitten ağzım gözüm kaymış. sırtımda tonlarca kıyafet taşıyorum. güneş geliyor arada ama yanlış zaman, kış güneşi. şortu tişörtü çekip, saçları örüp çimlere uzanamıyorum. kalbim sıkışıyor. umarım daha çok uzun sürer gelmesi.
-
ne yapıp edip bu kışı getirtmeyeceğiz juli, merak etme sen.
-
allah iyi ki bazı insanlara yetki vermemiş diyorum her zaman.
-
allah bana yetki verse her mevsim yaz olur, tüm gün tv'de aşkı memnu yayınlanır, ülkeye dev bir hoparlörden 90'lar pop dinletilirdi bikocum. senin en sevdiğin yemek de risotto olurdu..
gerçi allah bana yetki verse ilk icraat olarak erkekleri kapatırdım dolayısıyla sen de olmazdın. -
90'lara okeyim bir. ayrıca beni niye kapatıyon? televizyon muyum ben? çok kırıldım. gideyim de soğuk bir cacık içeyim bari.
-
yok yaa seni kapatmayacağım vaz geçtim. emreleri kapatırım.