(see: @fuckyourfeelings) o da gelip elimi öpmedi. allah hayırlı yeğen nasip etsin
-
-
-
olm cok degisik seyler izledim sayende.
kanal guzelmis.
ıraqi song about saddam our great teacher -
sorma yahu, propaganda şarkılarını tüm gün televizyonda görmekten tiksiniyorduk ama şimdi nostalji adına güzel geliyor :d
-
lise zamanı temmuz ayı filan, bir grup arkadaşımın da gazıyla içip, sarhoş kafayla trambolin(zıp zıp) a binip dakikalarca zaten alkole karşı da zayıf olan bu bedeni iyice mix yaptıktan sonra saati de hayli geçirdiğim için beni eve değil de başka bir yere goturmelerini istedim. x arkadaşımin yalnız yaşayan babaannesinin evine götürmeyi mantıklı gören arkadaşlarım, malum babaanne de yaşlı olunca onu da uyandirmayalim diyip beni müstakil bahçeli evin bahçesine bırakıp gitmişler. mevzu şu ki bunu su an sadece ben biliyorum , bir de dudu nine biliyordu fakat kendisi bu olayın üzerinden 2 3 ay kadar geçtikten sonra vefat etti. sebebi ben değilimdir diye kendimi ikna ettim fakat, o gün beni bırakıp gittiklerinde bilmedikleri şey aşırı derecede tuvaletimin gelmiş olması ve fakat benim bunu ne dile getirecek enerjim, ne de medeni bir şekilde halledecek halimin olmamasıydı. sabah uyandığımda dudu teyzenin yakarislari, yüzünde ki tiksinti ile korku karışımı ifadesi ve yün dövme sopasıyla beni yaşının aksine bir çeviklik ve kuvvetle dürtüsü hala kabuslarima girer zaman zaman . "aboowww guzum altına mı s*ctin sen ? o pust x denen şeytan tohumunun mu arkadaşın sen ? de get haydi evine yörü" ve finalde acıyıp üzerime rahmetli dedenin donlarindan birini atıp kapıyı yarı aygin yeri baygın yüzüme carpmasi. evet ayrca beni bokumda bogulmam için orada bırakıp giden yavs*klarin ben buradan taa a*k, eve goturseler babam ağzıma sicardi en azından ortalık bu kadar batmazdi ve hatta belki dudu teyze daha fazla yaşardı bilmiyorum. çok üzgünüm dudu teyze, varsa bi cennet filan oradasindir ins.(edit ufak bi ekleme)
-
bugün "2-3 sene önceki şey" dediğim bir olayın üzerinden 8 yıl geçtiği uyarısını aldım. sonra devam ederim diye yarım bıraktığım şeylerin üzerinden de uzun süreler geçtiğini fark ettim.
zaman algım hiç kalmamış. -
teyzemin kızına aşığım, evet. her ne kadar kendisine açılmış ve reddedilmiş olsam da onu hala çok seviyorum.
-
en sevdiğim kedim üç gündür kayıp.
yazdım zaten ama sildim çünkü üç cümleden daha fazlasını söylemem gerektiğini düşünüyorum.
kediler hakkında bildiğim bir kaç şeyden biri de asla kaybolmayacaklarıdır. bilimsel olarak da bu böyle, kişisel olarak da takribi olarak iki yıl önce bunu çok iyi anladım. insan ikna olmuyor kolay kolay tabi.. ben de olmamıştım. ta ki haftalarca arayıp cansız bedenine dokununcaya kadar. gözleri, korku filmlerinde şeytanı tasfir etmek için sıkça kullanılan simsiyah bir renkten ibaretti. neyse çok detay vermeyeceğim ama en güzel haliyle hatırlıyorum onu.
o dönemki yıkılışımı anlatacak değilim. kedisi dün ölen biri dışında kimse de anlamaz zaten. ben bile anlamıyorum hatta nasıl o derece sarsılabildim inanamıyorum.
şu anki ruh halim ise çok farklı. üzüntü değil, belki döner umudu değil, kabullenme veya reddetme değil. bu duyguları tanıyorum.
daha çok " kayıtsız bir razı oluş" şeklinde tanımlayabiliyorum. kayıtsız bir razı oluş.. sezen mi yazdı bunu acaba? artık böyle şeyler söylemiyor. muazzam bir ifade olduğunu düşünüyorum.
öfkemi kırbaçlayan sanırım bu kayıtsızlık. biraz ağlarım da içimdeki şey akıp gider diye dün bira bile içtim. olmadı. bunu hakediyordu. sanırım iyiden iyiye taşa dönüşüyorum.
gerçi bir şeyleri idrak noktadında sıkıntı da yaşıyor olabilirim. belki haftaya ağlarım.
hala insansam bunu yapmam lazım. -
hayatımın en güzel senesini yaşıyorum sanırım. oğlum oldu, karım hala bana aşık, karıma hala çok aşığım. arabamı düşündüğüm paranın çok üzerine sattım. evimi ayırdığımız bütçenin çok altına aldık. evime 55 km uzaklıkta olan okuldan evime 750 metre olan okula tayinim çıktı.
ya öleceğim ya da erdim. allah'ım. çok mutluyum beee. -
şekerli ve alkollü şeylerden sağlık için uzak durmaya karar verdim ama dolapta 3 adet bira var. üffff hayat çok zor.