• sözlük iyice emeklilerin gözdesi sahil kasabasına döndü. eskiden siyaset, gündem vay bekaret nerededir şurada mıdır yoksa burada mıdır tartışılır en az 3-5 çaylakla ancak durdurulurdu kavgalar. şu an mevzu balık nereden alınır, pazarcıyı pazarcı yapan detaylar nedir.. yer mi lan'ın sileceklerini kaldırın, oraya park mı edilir aq.

  • pazar alışverişi yapan çok elit de sanki kaldı pazarcısı. üç kuruşluk şey için pazarcıyı yerip, çaçaronluk yapana hiç mi denk gelmediniz? marketten alınca gözüne gelmesin, pazardan alınca garibanla pazarlık et, ters yap, böbürlen.. var böyle tipler. pazarcı tiplemelerinden önce maalesef ilk olarak tezgah fiyatlarına bakmamı gerektirecek bir ülkede yaşıyorum. eskiden en sevdiğim aktiviteydi fakat şimdi bizim semtin 'elit' pazarcıları 1kg patlıcanı kibarca 42 liraya vermeye başlayınca bıraktım. artık sadece aile evine gidince sevgili sahil kasabamızın köylü pazarcılarından şirin ege şivesi eşliğinde pazar alışverişi yapıyorum.

  • bu sözlüğün zamanında kadından, takımdan, partiden ve menemenden bile ikiye bölündüğünü gördüm. hatta tanga ve g-string kavgası yüzünden 5 kişinin çaylak yapılıp profilerine 1 hafta boyunca tanga fotoğrafı konularak gerekli mercilere gerekli mesajların verildiğine de şahit oldum ama sözlüğün pazardan ötürü ikiye bölündüğünü ilk defa görüyorum. eskiden arsız, nursuz ama esaslı konulardan tartışırdık hep. pazar nedir kuzum? neler oluyor bize? lütfen silkelenip kendinize gelin artık.

  • olly bey adamlar boğaziçi mezunu değil. basit bir pazardan ne bekliyorsunuz acaba?

  • bu pazar mevzusunda artık kendi kurallarımı koydum. bir takım etkenlerden ötürü eğitim alamamış insanı kabul edebilirim ancak insanın kendisini yetiştirememesini asla kabul etmiyorum. kişinin pazarcı diye mal olanını çekmek zorunda değilim. efendi olacak, saygılı olacak, iki tane de şundan dayayayım zihniyetine sahip olmayacak. severim pazara gitmeyi ama kekoyu gördüğümde şundan bundan köy demişsem bile tezgahtarlık yaptığını sezdiğim anda oracıkta bırakıyorum.

    bir ikincisi asla ama asla bös bös anıran adamın tezgahına uğramıyorum. n'oluyoruz amk? 50 sene evvel ananızın alışveriş zihniyetiydi o. sakin sakin, efendi gibi koyacak poşetine, boşaltacak.

    bir diğeri ise balık mevzusu. yukarıda kucak değinmiş diye değiniyorum. ya şu devirde pazardan balık yiyeceğime bok yerim daha iyi. ben bunun ne hijyenik ne de etik bir örneğine denk gelmedim. palamut yerine torik çakandan tut, buzhane balığını olta balığı diye satana. balık, balıkçı(ndan) alınır. balıkçıdan değil, balıkçından.

  • kusura bakma da değişimin kralı seninle başladı sez hanım. sözlüğün yol göstereni sensin. evvelden kalkıcam, burada "kadınlar günü'nü kutlamak şarlatanlığın daniskasıdır" yazacaktım da bugün halen nefes alacaktım. sen değişirsen cemaate semt pazarı politikalarını eleştirmek düşer elbette...

    derhal kendine çeki düzen vermen lazım. bilemiyorum, galatasaray da tıpkı senin gibiydi, fatih terim'i kovunca rahatladı biraz?!? tıss hıss...

  • fiyatlar yüzünden ideal pazarcıyı bulamıyorum. 50 liraya biber mi olur abi. bu arada nar aldığım bir genç hem meraba hem hoşgeldiniz dedi. turistlere benziyormuşum. nerem benziyorsa.

    bu da şeycilere gelsin. boyut büyük diyo yüklenmiyor. isteyene özelden atarım.

  • eğlenceli bir aktivite yalnız çok pahalı her şey yav.

  • bir gün uyandığınızda sözlük hanımları elinde kovayla elma toplayacaklar. erkekler pikaba kasa yüklerken bulacak kendilerini.

    sol yap, topla topla toplaaa

    duyuyorum seni frante.

    güzel ve güneşli günler yakındır:)))

  • iki gün kısık sesle domates diyen adamların, üçüncü gün domatesssssssse gel diye bağırdığı yerdir orası olly bey. amazon yerlileri gibi canlı adam yiyen adamlar. bu adamlar çeki düzen verir mi kendine?