aramızda olmalarını garipsemiyorum. türkiye'ye göç etmelerini engellemek ya da hükümeti devralınca içimizde yaşayanları memleketlerine sepetlemek falan yakışıklı bir karakter izlenimi uyandırmıyor. benim derdim, aramıza karışanların kalitesi ile... bu aşamada yaşanan bir takım tuhaflıkları anlamakta zorlanıyorum.
sıkıntılı tipler var. taciz edeni, vandallık yapanı, yarak kürek hal ve davranışlar içerisinde olanı... geçen gün elinde kasaturayla manyak manyak tavırlar içerisinde olup selfie çektiren bir angus vardı misal? şimdi bu salağın yeri yurdu zaten burası değil. bizim insanımız olsa kovuşturmasını yaparsın, artık gereken neyse, hapis cezası mıdır, nedir, verirsin. ama bu sığınmacı can güvenliği için, bi'şeylerden korunmak için yanaşmış bu ülkeye... eğer hala itlik peşindeyse eğitmekle uğraşmayacaksın, götüne tekmeyi çakıp göndereceksin memleketine...
işte bu gerçekleşmediğinde ben müthiş karamsarlığa düşüyorum. yoksa elin garibanı bir köşeye sığınmış, doğru iş mi göndermek? herif eline almış telefonu, metroya binmiş, milletin götünü başını resmediyor. ya bu adamı sadece göndermeyeceksin. önce götüne sokacaksın o telefonu, o şekilde uçağına bindireceksin. bunun bu şekilde yapılmaması ve suçun cezasız kalması o zaman bir şey anlatıyor bizlere? demek ki hükümet bunların bu şekilde davranmasını istiyor? işte bu da göçmen sorununun temelini oluşturuyor.
ihtiyaç sahiplerinin ülkeye sığınması ve bizlerle bir arada yaşamasında sakınca yok. ancak barbarca yaşamaya alışmış tehlikeli ve gerici canlıların ülkenin karakterini o yöne sürüklemesi müthiş bir sorun. yapılması gereken bunun engellenmesi.
-
-
hayır, bu gamer ittifakı seçmen, sığınmacıların istilası evveli türkiye cumhuriyeti'nde değil de norveç'te ya da finlandiya'da yaşadığımıza falan mı ikna etmeye çalışıyor bizleri, onu anlayamadım ben.
yani birkaç dakika içerisinde aklıma gelenler...
aha 1!
aha 2! memleketin milli topçusu.
aha 3!
aha 4!
aha 5! daha sayayım mı?
aha 6!
ya da bak n'apalım? şu linki bırakayım buraya. cnn türk'ün kadına taciz kategorisi altındaki haberleri. 17 haber bulunmuş. tek tek bakarsın hepsine, mültecili olanları ayıklarsın. hem işin de kolaylaşır.
kimsenin mültecilerin varlığından mutlu olduğu falan yok. herkes neyin ne olduğunun gayet farkında. ancak ak gençlik olarak odağı başka tarafa çevirmekle zaman harcamayın. buna kimsenin inandığı ettiği yok. -
okumayı bilmiyorsun ya da, "işine gelmeyenleri okumuyorsun," demeliyim, bilemedim. bu başlığa yazdığım ilk entri şu şekilde. başlığı açan benim zaten... fonlu habercilere yönelik yaklaşımlarım da var buralarda bi'yerlerde de bulamadım şimdi. fonlanmış tarafsızlığa ben de inanmıyorum, telaşlanma. ama bu, ne dediklerini dinlemeyeceğim anlamına da gelmesin. insanları kutuplara ayırıp karşı tarafı asla ama asla dinlememek siz iktidar destekçilerinin huyu. ekonomidir-hukuktur beceremediğiniz ne varsa kabahati bizden buluyorsunuz, bari bunu ittirmeyin.
enflasyon yüzde 157'ye vurmuş, hala diyorsun ki, "...insanlar bunları anlattığında, türkiye'nin en büyük sorununun bu itler olduğunu söylediğinde 'ama enflasyon' diyorlar. hay sokayım enflasyonuna..."
zaytung haberi gibisiniz yeminle... -
şimdi sabah giyeceğin ak gençlik tişörtün sana neden çok yakışacak, biliyor musun frantecim? "insanların sokakta yürürken bile tedirgin olduğu bir yerde öncelik bellidir," diyebilecek kadar mevzunun farkında olduğun halde, eleştirini milli güvenliği sıkıntıya sokma pahasına bu insanları ülkeye sokana, onlara vatandaşlık verene ve ülkenin hakkını-hukukunu-adaletini yerlerde süründürene değil de, muhalefete yöneltmen nedeniyle çok yakışacak. az evvel de bahsettiğim türk insanının götüyle gülmesini sağlayan çelişkiyi doğuruyor bu ister istemez.
- "ülkede güvenlik yok!"
- "eee?"
- "istilacılar gönderilsin!"
- "eee?"
- "adalet yok adalet!"
- "eee?"
- "kadınlarımız taciz ediliyor, suçlular sokaklarda!"
- "eeeeee?"
- "cehape hepsinin suçlusu!"
eh, meşrebini gayet açık ve net ortaya koyan yaklaşımlar bunlar elbette...
ha bir de ilaveten... enflasyonun yüzde 157 olmasını sığınmacılarla ilişkilendirdiğin teorini de dinlemek isterim elbette? çünkü yanlış hatırlamıyorsam son olarak rusya-ukrayna savaşı'na bağlamıştınız onun kabahatini? geçiyorum savaşa dahil olmayan ülkeleri, bizatihi savaş halindeki rusya ve ukrayna'daki enflasyonun yüzde 17 oluşu nedeniyle fazla kullanamadınız bunu da sığınmacılara bağlama yöntemine mi geçiyoruz şimdi de? -
cevap veremiyorsun ki bana ayıp olmasın diye cevap vermek isteyesin franteciğim? varsa yoksa hamaset? ne cevap verdin ki sabah beri? van değil wan dedin? alman dalgasına oturanlardan öğreniyormuşum herşeyi, onu dedin? sana akp'lisin dememem gerektiğini söyledin? kaçırdığım bir analizin var mı? yok, değil mi? e, cevap vermesen de olurdu zaten?
ha ama pardon! "ben bin kere okudum bunları," şeklindeki yaklaşımını unutmayayım. twitter'daki çoluk çocuğa provokasyonla yanaşma mesainden zamanında bahsetmiştin. aşağı yukarı bundan bahsediyorum ben de işte? sendeki maksat cevap vermek değil ki? verecek komik olmayan bir cevabın yok ki? mesele provoke etmek?
haliyle neden bazı şeyler garibine gidiyor ki?
sen sığınmacı sorunu başlığı altında başa, "insanlar bunları anlattığında, türkiye'nin en büyük sorununun bu itler olduğunu söylediğinde 'ama enflasyon' diyorlar, hay sokayım enflasyonuna," ibaresini tutturan adamsın. sen, "bu işin suçlusu chp demiyorum," desen ne, demesen ne franteciğim? ama yine de senden direkt olarak suçlunun mevcut iktidar olduğuna dair cümleler (eh normal olarak) alamasam da, endirekt olarak itiraf ettiğini görmek güzeldi. -
biliyorsunuz siyaseti bıraktım.
televizyon izlemiyorum. hatta film veya dizi izleyeceğim zamanlar hariç açmıyorum bile. yani haberlerden haberim yok.
ekşi'de de bu minvalde başlıkların içeriklerini okumuyorum.
sizi de okumadım.
çevremde bir tane bile sığınmacı yok.
yani ben böyle bir sorun göremiyorum.
hayat çok güzel. -
ahah geçmiş olsun ama yanlış yapmışsın. bu konuda da doğrusunu öğreteyim.
yola çıkmadan önce termosa bolca kahve koyman lazım. yoksa o yol çekilmez. -
çözülmesi gereken sorundur.
-
evet, öyle sağdan soldan üç beş ergenin oyuna talip olmak için plansız programsız ucuz ırkçılık numaraları yaparak değil, şöyle çözülür.
"suriyelilerden rahatsızız. suriyelileri göndereceğiz. dört aşamalı bir plan yapıyoruz. birinci aşama suriye yönetimiyle oturup konuşacağız. karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. ikinci aşama, buradan gidecek suriyelilere can ve mal güvenliğini sağlamamız lazım. bunu bizim ordumuz, suriye ordusu, bm devreye girecek, bu güvenliği sağlayacak aynı kıbrıs'ta olduğu gibi. üçüncü aşama, bunların yiyeceği, içeceği, barınacağı yerler var, bunlar yapılacak. bunları ab fonlarından türkiye'deki müteahhitler gidip orada yapacaklar. dördüncüsü de gaziantepli iş adamlarının orada fabrikaları var, fabrikalarını tekrar çalıştıracaklar istihdam yaratacağız. böylece her birisini ırkçılık yapmadan, ülkelerine huzur içinde göndereceğiz, hepsi de gider yüzde 99'u gider." -
bence ortada ciddi bir sorun var. türkiye böyle bir ülke değildi. kesinlikle abartılmıyor. ama evet! ne yazık ki ırkçılar fırsat buldu gündem olabilmek adına.
o sırada cumhuriyet halk partisi...