çocukluğumda bir komşumuz bir çift tavşan almıştı balkonda beslemek için. bu bir çift tavşan 1 sene sonrasında bir oda dolusu tavşan olmuştu. fena ürüyorlar kısacası. yılda birkaç kez hamilelik yaşıyorlar. her hamilelikte birkaç yavru. her yavru 1 senenin altında bir zamanda yetişkinliğe ulaşıyor. falan filan derken apartmanın çevresinde kesif bir tavşan pisliği kokusu oluşmuştu. sokak ahır gibi kokuyordu.
tatlı, iyi, hoş fakat seks afedersin. nahoş sonuçları olan seks.
-
-
seks problemi çift değil tek alınarak çözülebilir diye düşünüyorum. o da tavşan kardeşe haksızlık olur mu bilemedim.
-
bu zihniyet kendini her şeye kadir görüyor be. yetti yahu!
-
ben de biraz besledim. toprağa karışsınlar diye apartmanın bahçesine indirmiştim kediler kapıp götürmüştü ikisini. lan dedim kendi gibi hayvanı nasıl götürür yaş 13.
-
dondraper sen tavşanın avukatı mısın, sözcüsü müsün yoksa sen bizzat tavşanın ta kendisi misin?
-
toprağa karışmışlar sonuçta. amacına ulaşmışsın karakulakfortyfour.
-
öğrenciyken mimicik bir tavşanım vardı. sonra bir gün okuldan geldiğimde sevgili gülnur'un tavşanımı petshopa sattığını öğrendim. toprak koymuştum ismimide ne güzeldi:(
-
sinop'ta dağda elektrik yok birşey yok kör karanlıkta ilerlerken feneri tutunca sağa sola kaçışırken görürüz. arabanın farında da elbette... on numara dağ tavşanları. hiç pişirmedim, bilmiyorum.
-
(see: davshan)
böyle biri feykimiz vardı sanırım. -
kosova'da askerlik yaparken gece devriyesine çıkıyorduk. savaş bittiği için üremişler ve çoğalmışlar. başımızda bir astsubay vardı ormanlık köy yollarında unimog'dan mp5'le ateş ediyordu allah'ın manyağı. neyse ki şikayet konusu olmadı yoksa silah sesinden soruşturma yerdik barış gücünde.