• vegan aktivist zekası diye bir şeye inanmaya başlıyorum artık... başka bir açıklama bulamıyorum.

    avcılık, daha ilk insandan genetiğimize kodlanmış bir hareket. sen bu düşünceye katılmıyor musun? güzel. katılma ve avlanma. doğal sonucu olarak da et yeme. lakin başkasının et yemesini engellemek adına gösteri düzenlemek?

    - "onu yeme! bunu ye!"

    gösteri düzenleyerek bir insanın ne yiyeceğine, ne içeceğine karar veriyor olmak, insanları bu yönde baskılamak düşüncesi ilginç biraz tabii... özgürlükler nerede başlar, nerede biter sorusuna bir başka örnek mukabilinden...

  • kuzu kaburgamla katıldığım önerme.

  • vegan değilim. migros'tan çektirdiğim 500 gram dana kıymanın fişi hala cüzdanımda duruyor, o derece değilim. fakat bu protestoların anlamsız olduğunu düşünmüyorum.

    bundan 20 yıl önce, kozmetik firmalarının hayvanlar üzerinde deney yapması, maymun götü boyaması falan normal karşılanıyordu. şimdi hala bunu yapan şirketler var ama birçoğu da kamuoyu baskısıyla vazgeçiyor. bu da veganların protestoları sayesinde mümkün oldu. hayvan hakları konusunda iyi kötü kazanımlar elde edildiyse bu sayede olabildi.

    radikal durumlar radikal eylemler gerektiriyor. bir zamanlar vejetaryen olduğum için bu arkadaşları anlayabiliyorum. earthlings belgeselini izleyip et endüstrisinin sömürü boyutuna ulaşan uygulamalarını görünce "s***m tavuk dürümü" boyutuna gelmiştim. tabi bu da o dönemler çulsuz bir öğrenci olmamdan kaynaklanıyordu. et dürüm alacak param zaten olmadığı için onu reddedemiyordum.

  • hangi amaçla gösteri yapılmış bilmiyorum. izlemedim.

    'et yemeyin ulan' temalı bir gösteriyse bende de bir karşılığı yok. ha kırmızı eti çok sevmem ama etçilim yani ben de.

    ama veganları kendi içlerinde tutarlı buluyorum. hem hayvan yiyip hem de hayvanların kozmetikte kullanılmasına karşı olmaktan daha tutarlı en azından.
    yanlış anlaşılmasın ben de tutarsızım.
    hayvan dediğin canlının benim mideme girme fonksiyonundan başka hiçbir şekilde kullanılmasını istemem.

  • et yiyorum.
    basıyoruz o kadar.

    fakat vicdanen yeni çağda et yiyenleri cani, suyu boşa tüketenleri hain olarak yaftalayacaklar. "inanır mısınız insanlar başka canlıları yiyor ve saatlerce temiz suyun altında banyo yapıyormuş" falan diyecekler haklı olarak. çünkü etik değerler ve dünyanın dengesi bu yöne doğru evriliyor. bu yüzden şimdi bir grup azınlık olarak görülen bu guruh, ileride haklı kahramanlar olacaklar.

    ben tarihin kaybeden tarafında olacağım.
    su da tüketiyorum çünkü baya, havuzum falan var.

    tekrar söyleyeyim: veganlar vicdanen haklılar.

  • hiç de haklı değiller aq saçmalığa bak ya. bugün bitkilerin de acıyı hissedebildiği kanıtlanmış bişey. o zaman ot da yemesinler çünkü bitkileri de fabrikasyon şeklinde çoğaltıp yiyoruz. sikerim dünyanın ahlaki düzlemini de etik değerlerini de. aç kalınca görürüm ben o veganları bakayım yiyorlar mı et yemiyorlar mı.

    bırakın abi şunu. insanız biz. en ufak bi etik değerimiz yok. belli başlı şeyler artık bizim için hayatta kalma çerçevesinden çıktığı için medeni ve etik değeri olan varlıklarmış gibi davranıyor olabiliriz. ama yumurta kapıya dayanınca hepimiz katiliz, hepimiz yalancıyız, hepimiz orospu çocuğuyuz.

  • dünya veganlarınki gibi ideal bir dünya olsaydı keşke. en azından kurban ve kan büyük bir kolektif bilinçdışı dizginleyicisi. kurduğunuz idealleştirdiğiniz dünyanın arka penceresinde kontrollü bir vahşet şart. veganların kuracağı alternatif ideal dünyada da veganlara yer yok zati.