yaşlandığını hissetmek

yaşıtlarının hastalandığını görme

hastalanmak...

bir süredir bu hissiyatın ekmeğini yiyorum. ekmeksiz yiyorum üstelik. denizden çıkıp midye tavaya yumulur gibi yiyorum. hz ali'ye "açım" deyip hurma ağacı gölgesinde uyanan adam gibi yiyorum. öyle böyle yemiyorum valla. tadı hep damağımda. ağzımdaki kanlı pamuk gibi. nefis.

öğlen önümden aşırı neşeli, yer yer gevşek kızlı erkekli bir grup geçti ve ben içimden biraz cıkcıkladım. sad story be.

bu şarkının yer aldığı albüm çıktığında koşa koşa gidip almıştım. hatta kadıköy rıhtım'da seyhan müzik vardı bilen bilir, oradan almıştım. ben bu albümü satın aldığımda doğan çocuklar şu an reşit ve muhtemelen üniversiteye gidiyor. başka sözüm yok.

şeker, astım, nefes darşığı, tansiyon, eklem ağrıları, kemik ağrıları için bir ton ilaç, ısı bandı kullanımı, sesli ortama gelememe, migren atakları, kamp fikrinin bile yorucu gelmesi, her türlü konser ve festivale karşı mesafeli bakış, çay bahçesi fikrine yakınlaşma, altın günlerine özenme, pazara gitme düşkünlüğü, ağır hiç bir şeyi kaldıramama, sigara içen gençlere karşı kınayıcı bakış, ailede yaşça büyüklerle vakit geçirme isteği, vb.

image

form doldururken tarihi gerilere alırken o süre uzuyor da uzuyor ya... sıralamada böyle aşağı aşağı iniyorsun...işte o sıralar tükeniyorum...

edit: ...